Aşık Veysel’in “sadık yârim” dediği toprağı ürün almak için sürüp ekme ve hayvan yetiştirme işlerine tarım diyoruz. İklim değişikliğine bağlı sorunlar nedeniyle önemi daha da artan sadece gıda ihtiyacının karşılanması için yapılan çaba olmaktan öte stratejik bir sektördür tarım. Ekolojiye, biyolojik çeşitliliğe olan etkisi ulusal gelir, ihracat ve istihdama olan katkısı ile tarım insanoğlunun asırlar boyu yaşam kaynağı olmuştur. Gıda ve hayvancılık; topraktan kopmayan, vatan savunmasını alın teriyle böyle yapan milletin efendisi çiftçimizin ve köylümüzün varlığı ile mümkündür…
Konya büyüklüğündeki Hollanda’nın, dünyanın en yüksek tarım ihracat geliri ile bu kadar ileri gitmesinin sebebi; liyakatli kadrolar eliyle sanayi ve teknolojiyi kullanmak ve asırlardır sulama sistemlerinin sağlıklı bir şekilde işletiliyor olmasıdır.
Tarım, gıda ve hayvancılık açısından su kaynakları hayati derecede önemlidir. Var olan kaynakların verimli kullanılması için mutlaka sulama projeleri hayata geçirilmeli, betona yatırım yapmak yerine ülkemizin her yanı suyla buluşturulmalı çorak bir gram toprak bırakılmamalıdır. Dünyanın gittiği yerde toprağın, hele de bereketli Anadolu toprağının her karışı planlı ve verimli kullanılmalıdır…
Gıda güvenliğinin tartışıldığı günümüz dünyasında kendi kendine yeten ülke konumuna yeniden gelmek için seferberlik başlatılmalı, yetkili makamlardaki insanların ehil ve liyakatli olmaları yanında mutlaka sağlam karakterli vatansever olmaları gözetilmelidir…
Yaşam konforumuzu sağlayan sanayi ve teknoloji yatırımları elbette yapılmalıdır ancak millet olarak varlığımızı sürdürebilmek için gıda güvenliği daha önce gelir. Dolayısıyla suya ve tarıma yapılan yatırımlar, çiftçiye verilen destekler en acil bütçe önceliğimiz olmalıdır...
Ekonomik zorluklardan çıkılması için, devlette en büyük kaynak tasarruftur. Tasarruf, kâğıt üzerinde veya sözde kalmamalı, geçmişte var olan devlet planlama teşkilatı gibi kurumlar eliyle ve ayırım gözetmeksizin yapılmalıdır. Yargı ve denetim bağımsız olmalı, hırsızlık ve yolsuzluk konusunda kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Dost, akraba, eş, dost, partili yakınlar önemli görevlere getirilmemeli, liyakat ve milli hassasiyet gözetilmelidir.
Mali disiplin sağlanıp, adalet ve liyakat duygusu topluma yerleştikten sonra katma değer üretilecek yollar sonuna kadar açılmalı, tarım ve hayvancılık teşvik edilmelidir. Üretim olmadan refah düzeyi topluma yansımaz ve faturayı hep alt gelirli kesimler öder.