Son günlerde laiklik ve Atatürk karşıtlığı kaşınarak arttırılmaya çalışılmaktadır. Bunun örnekleri bolca gördüğümüz şu son günlere damgasını vuran ise, yeni mezun olan halkımızın en güvendiği kurumların başında yer alan şanlı Türk ordusunun genç ve başarılı teğmenlerinin yemin töreninden sonra grup halinde zikrettikleri ülkenin kurucusu ve izledikleri yolun mimarı Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e hitaben ‘’Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’’ söylemi ile bazı kesimleri rahatsız etmiştir.
Bu yetmezmiş gibi aynı günlerin devamında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanının laiklik ile ilgili söylemleri rahatsız olan bu kesimin ekmeğine yağ bal süren cinsten olmuştur.
Acaba burada bu rahatsızlığın amacı ne? Yeni bir gündem yaratmak mı? Yoksa bir şeyleri gölgelemek mi? Daha yakın tarihimizde birçok organize saldırıya karşı dik durmuş ordumuz, bu durum karşısında da dik durmaya devam edecektir.
Teğmenler için zamanında ‘’Subay, yalnız askere savaş vasıtalarını öğreten ve ona harpteki vazifesini gösteren bir insan değildir. O, insani ve millî hisleri de işler ve gereğinde düşman karşısında silah kadar tehlikeli bir duruma getirir. Bizim askerimiz kışlaya işlenecek bir ham madde olarak gelir. Kışladan ayrıldığı zaman da geldiğinden çok farklı bir durumda ayrılır. Kazanmış, yükselmiş, kuvvetlenmiş olarak evine döner. Kışla bizde sadece bir harp öğretim yeri değil, aynı zamanda bir kültür ocağı, bir sanat okuludur ve böyle olmakla da memlekete yaptığı hizmet ölçülemeyecek kadar büyüktür.’’ Diyen Başkomutanları Mustafa Kemal Atatürk için genç teğmenlerin adalet ve ülkeyi korumayı simgeleyen kılıçlarını çekerek ‘’Mustafa Kemal’in Askerleyiz’’ demeler ve ona bağlı olmaları kadar doğal olmayan nedir?
Geniş pencereden bakınca;
Bel ki emir komuta zinciri içinde böyle bir eylem veya söylem yoktur.
Ama ahlaki ve etik olarak bakınca da teğmenlerin bu söylemlerinden dolayı ordudan atılacak sürece sürüklenecek kadar bir durumu itilmesi kadar yanlış olan bir anlamsızlıkta yoktur..
Yani devleti yönetenler hangi siyasi görüş ve inançtan olursa olsun, hoşuna gitsin veya gitmesin ordumuz şanlı ve şerefli Türk ordusudur, Ordunun Çizgisi de yolu da bizi yönetenlerin siyasi görüş ve inançları göre değil yasa ve kanunlar ile belirlenmiş gücünü de Türk Halkından almıştır…
Ülkenin kurucusuna ve laik cumhuriyete dil uzatanların pofpoflandığı ‘’Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’’ diyenlerin cezalandırıldığı acayip bir ülkedeyiz.
Sahiden sormak lazım; Kimin askerleriyiz denmeliydi?
Yada farklı bir isim zikredilseydi bu durum tersine döner miydi?
Bu haftalıkta yazımıza; En büyük asker bizim asker’’ diyerek son noktayı koyalım. Kalın sağlıcakla.