“Okumak özgürlüğe uçmaktır” der, Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç. Okumak, kelimeleri anlamları ile seslendirmek veya zihnimizde canlandırmak değil sadece. Düşünmek, analiz etmek etrafımızda olup biteni anlamlandırmaktır aynı zamanda. Olayların gidişatını okumak bilgelik ister. Çağımızda bilgi çok ancak bilgelik yok. Olan bitenin nereye varacağını tahmin etmek, önceden haber vermektir, bilgelik.
Bazı şeyler matematik gibidir, nettir. Cezasızlık artarsa suçlar çoğalır, bunu bilmek için bilgeliğe gerek yoktur. Hırsızlık, yolsuzluk artarsa, yoksulluk artar aynı şekildedir. Liyakatsizlik, adam kayırma, dalkavukluk artarsa ihanet artar. Gelenek, görenek, manevi kültür yaşatılmazsa ahlaki çöküntü artar.
Ticari hayatta da böyledir. Çağın nereye; hangi ürünlere, mesleklere yöneldiğini iyi okuyamayan zarar eder. Küresel sistemin planlarını, oyunlarını göremeyen okuyamayan ülkeler savrulur, dağılır, yıkılır gider. Okumak strateji ve ilim gerektirir. Basiretli idareciler zamanı okuyabilir. Görülen bir tehdit ve risk varsa gerekli tedbirlerin önceden alınmasıdır bilgelik. Kuru hamaset, laf ebeliği bir yere kadardır. Gerekirse radikal kararlar alınır felaket önlenir. Hakikat şudur ki; çağımız modern kölelik sisteminde bilge liderlere yer yoktur…
Kadim medeniyetimiz modern çağımıza bu açmazı için de kılavuzdur. Zira insana yeterli bir birey olmayı öğretir, kula kulluğu yasaklar, herkesin imtihanı kendinedir. Bu yönüyle toplumun olan bitenine duyarsız olması anlaşılmamalıdır. Aksine aktif olmalı suya sabuna dokunmalıdır ancak bunu yaparken kimseden medet ummamalıdır. Kimseyi gözünde büyütmemeli, kimseye kayıtsız şartsız bağlanmamalıdır. 
Kutsal Kitabımız “Herkes hüsrandadır sadece iyilik yapanlar birbirlerine iyiliği, güzelliği tavsiye edenler ve sabredenler hariç” der. İnsanların birbiri ile münasebetlerinde, iyiliğin yayılması için iş bölümü elbette vardır ancak bunun için bile kula boyun eğmek yoktur. 
Yunusumuz asırlar öncesinden yalın Türkçesi ile ne güzel demiştir; “Okumaktan murat ne, Kişi Hakkı bilmektir, Çün okudun bilmezsin, Ha bir kuru ekmektir”.
Kâinatı okumak, hayranlık uyandırır. Her bir insanın beyninde yaklaşık yüz milyar hücrenin olduğunu, her bir hücrenin sonsuz seçenekli karar vermek için aynı anda düşündüğünü, makro alemde uçsuz bucaksız evrende ışığı söndüğü halde gördüğümüz nice yıldızları okumak: bu muazzam nizamın sahibine götürür…
Bilgelik sükûnettir, sabırdır, şükürdür, huzurdur. Okyanusta, dalganın üstünde katre olma bilincidir. 
Muhabbetle…