Sadece hayır yapan insanlar yarım insan demektir; şerri de engelleyen bir yapıya sahip olmak ve geminin batmaması için şerlilerin de faaliyet yollarını kesmek ve tıkamak, şerlileri de hayra döndürmeye çalışmak lazımdır. Bu da eğitimin öbür tarafıdır. Ne kadar kötü insanı iyi yapabilirsek, kötü yolu engelleyebilirsek, ne kadar kötü fiili yaptırtmayabilirsek o kadar iyi bir şey yapmış oluruz.
İslâm'ın farzlarından birisi de el-emru bi'l-mâruf, "iyi olan şeyi emretmek" ve nehyü ani'l-münker, "kötü olan bir şeyi de yaptırmamak"tır. Yaptırmamak; ya pazu kuvveti ile olur ya dille söyleyerek olur ya da hiç olmazsa kalbinden onları tasvip etmemek derecesi vardır. O da imanın en aşağı derecesidir, deniliyor.
Allah basiretimizi açsın, hakkı hak olarak görmemizi nasip eylesin. Ona uyup onu uygulamayı, hayatımızı hayırla geçirmemizi nasip eylesin. Batılı batıl olarak, şerri şer olarak, görüp şerden korunmayı; şerden uzak durmayı ve şerri yeryüzünden kaldırmak için de organize, güzel çalışmalar yapmayı nasip eylesin...
İyilikleri öğrenmenin bilinen bir yolu ülkemizde cuma günleri yapılan hutbelerdir.
Benim rahmetli annem cuma günleri beni giydirip kuşatırdı, "Hadi evladım cuma namazına git." derdi. Ben belki o zaman daha cuma ile mecburî, mükellef de değildim ama rahmetli annem bir de kurnazlık yapardı:
"Evladım! Hatibi, hocayı iyi dinle de ne söylediğini bana anlat, ben çok seviyorum." derdi.
Ben de cuma günü hocaların sözlerini anneme anlatacağım diye pürdikkat dinlerdim.
Biliyorsunuz cuma günü hoca, vaiz ne zaman minbere, kürsüye çıksa insanlara bir uyku tutuyor. Gece hiç uyku uyumamışlar gibi oturdukları yerde uyuklamaya başlıyorlar. O şeytanın bir oyunudur. Dikkatle dinlemek lazım. O kadar dikkatle dinlemek lazım ki yanındaki gürültü yapsa "Sus!" demek bile olmuyor, gayet sakin bir şekilde dinlemek lazım.
Dinlediğini, öğrendiğini uygulamak lazım ve bunun, şekilde kalmaması ihlasla yapılması lazım.
Öğrendiği ile çıkar sağlayan, caka satan, makam elde eden, nüfuz elde eden değil, topluma fayda üreten kişiler hayırlı insandır. Hayırlı işlerin yapıldığı gruplarda boy gösterip, itibar kazanan ve dünya çıkarı elde edenler hayırlı insan değil aksine şerli insandır. Allah onların şerrinden toplumumuzu korusun. Bu tip insanlar için manevi ritüeller; yaptıkları haksızlıklara, kötülüklere, zulümlere bir kılıftır. Esas şerli insanlar; hayırlı insan kılığındaki bu tipler, pirincin içindeki beyaz taş gibidir. Ehli bunların ciğerini bilir ancak basiret sahibi insanlar da samimiyetsiz davranışlarını anlar.
“Sizin en hayırlınız başkasına en fazla faydası dokunandır” kutlu sözü ne kadar da güzel bir toplumsal fayda manifestosudur. Algı dünyasında medya gücü ile topluma çok faydalı işler yapıyormuş algısı yapanların da bilmediği bir gerçek vardır ki; algı geçici, gerçekler kalıcıdır...
Sümerler zamanındaki yazıtlarda bile eski zamanlara özlem cümleleri olup, yeni neslin manevi değerlerden uzaklaştığı yönünde ifadeler var. Dolayısıyla zaman su gibi akıp giderken etik değerlerin göz ardı edildiği hatta insani değerlerin yok olmaya yüz tuttuğu bir dünya var önümüzde. Bu bozulmayı önleyecek veya geciktirecek olan hayırlı insanların varlığıdır. Sayılarının artması için sahtesiyle gerçeğini ayırt edecek bilgiye ve eğitime ihtiyacımız var. “Yüksek ideal, erdem ve manevi duyguların edebiyatını, hamasetini en çok yapanlar en fazla gizleyecek şeyleri olanlardır” derdi rahmetli dedem. O yüzden bu eğitimin küçük yaşlarda doğru kanallardan, ilmi kaynaklardan olması ve aileden başlaması gerekir.
Hayırlı insanın aynı zamanda şerri de engellemeye çalışan insan olduğu öğretisi bizim kadim medeniyetimizde oldukça geniş yer tutar. Hatta şer ile hiç mücadele etmeyen, kötülüğü engellemeye çalışmayanları “münafık” diye tanımlayan kutlu sözler vardır.
Haksızlık karşısında susanı “dilsiz şeytan” olarak niteleyen başka bir kültür yoktur. Hal böyle iken kendisini inançlı olarak tanımlayan bir toplumun veya grubun dünya menfaatleri için takındıkları tavır, tarih boyunca akıbeti fecaat olan neticelerle son bulmuştur...
Hayırlı insanlar yeryüzünde var olduğu sürece, iyilik ve kötülüğün mücadelesi devam edecektir.
Muhabbetle...