Hayata gözlerimizi açtığımızda bulunduğumuz yer, annemiz ve babamız bizim tercihimiz değildi. Her şeye muhtaç, acıkınca sadece ağlayabilen bir bebektik. Bizi büyüten ailemiz varlık sebebimizdi. Bir reşit birey olduğumuzda bile, fikirlerine yönlendirmelerine muhtaç olduğumuz; ailemiz, soyumuz, kökenimiz, bizim tercihimiz değildi. Üstünlük ancak takva ile diyen medeniyetimiz her türlü kavmiyetçiliği haram kılmıştı… Aynı tarihi ve coğrafyayı, aynı kültürü paylaşan milletlerin karakteristik özellikleri olurdu. Millet olmanın şartı bu idi. Necip millet diye anılan toplumun içinde elbette necis olanlar da vardı. Ancak geneli temsil etmeyen bu örnekler zamanla çoğaldı ve karakteristik özelliklerden uzaklaştık. Doğruluk, dürüstlük, adalet, mertlik, cömertlik, yardımseverlik, cesaret, fedakârlık, vefa maalesef sözde kaldı… Tarihinde insanlık adına, medeniyet adına altın sayfalar olan bir toplumun, geçmişiyle aidiyet bağının olması elbette güzeldir. Bu duygunun bir özlem olarak hatta yeri geldiğinde hamaset yüklü konuşma olarak kalmaması ve uygulanması daha güzeldir… Yeni doğan her çocuk medeniyetimizce masumdur, aklı erip tercih yapacak rüşte sahip olana kadar. O halde tercihlerimiz bizi yüceltir ya da alçaltır. İyilik ve kötülük kavramlarını öğrenip tercih yapmadan önce hayatı anlamalı, kâinatın sırrını çözmeli insan. Var oluş gayesi diğer canlılardan farklı olmalı değil mi?... Fani dünyanın zevki sefası güzeldir, insan olmak ise başkalarının derdi ile dertlenmektir. “Alemi gezdim, dertsiz adam görmedim, derdi olmayana adam mı derim” demiş, Sadi Şirazi. Tercihlerimiz karakterimizi, karakterimiz ise kaderimizi oluşturur. Mutlak kaderin bile yaşanma ağırlığı tercihimize göre değişir, ehline malumdur. Kişisel menfaatlerin tercih edildiği bir yaşam sadece bize sonu hüsran bir ölüm getirmez, etrafımıza, toplumumuza, bize inanan insanlara da nihayetinde acı verir… Başkalarına faydası olan insanların daha mutlu ve huzurlu olduğuna dair bilimsel çalışmalar, sayısız araştırmalar vardır. Sade bir hayatı tercih, imkanları ölçüsünde sosyal çalışmalar yapmak, topluma faydalı olmak, muhtaç olanın derdine derman olmak akıllıca bir davranıştır… Meslek tercihini belirlemeden önce, hedefi doğru tespit çok önemlidir. Sadece maddi bir kazanç hedefi yerine; sevdiği, mutlu olduğu bir mesleği tercih etme gayesi; kişiye ömür boyu rahat edeceği bir kulvar sağlar… Gaye doğru ise kolayı tercih doğrudur…