Sivil toplum kuruluşu demektir. Demokrasinin olmazsa olmazıdır. Devlet, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre yönetilirse de sivil toplum desteğine ihtiyaç vardır. Zaten halkın iradesinin yönetime yansıması da siyasi partiler yoluyla yine bir sivil etkidir. Halk beğenmediği idareleri bir sonraki seçimde değiştirebilir veya beğenirse devam ettirebilir. Böyle bir sistemin yasama, yürütme ve yargı ayakları tam bağımsız çalışsa bile STK’lara ihtiyaç vardır… Devletin nizamı gereği resmi yüzü ile toplumun kılcallarına inmesi bazen mümkün olmayabilir. Bu boşluğu toplumun dertlerine duyarlı idealist insanlar doldurabilir. “Kendisinden başkasını düşünmeyene insan demek yakışmaz” der Şeyh Sadi. Birleşmiş Milletlerin duvarında yazan bu söz medeniyetimizin ayak izlerini de ifade eder. Zira “İnsanların en hayırlısı başka insanlara en fazla faydası dokunandır” der, kutlu söz… Kamu yararı statüsündeki dernek ve vakıfların, sorumlulukları daha da fazladır. Bu statü uzun zaman topluma faydalı işler yapmış ve sivil inisiyatifi temsil eden kurumlara verilen bir özelliktir. Devlet kurumlarıyla iş birliğine girerek uluslararası görevleri de ifa edebilirler. Yine de sivil bir oluşum oldukları için toplum devlet kaynaşmasına yardımcı olurlar… STK’ların aynı hedef için bir araya gelen belki de farklı dünya görüşlerine sahip bireylerden olması da mümkündür. Toplum için zararlı bir durumun herkesi etkileyeceği muhakkaktır. Örnek olarak, son zamanlarda özellikle devletimizin de üzerine titizlikle eğilerek mücadele ettiği uyuşturucu bağımlılığına karşı kurulan bir sivil toplum örgütü son derece faydalı işler yapabilir. Bu zararlı alışkanlığın toplumu çürüten, aileleri dağıtan, gençliğimizi ve geleceğimizi tehdit eden bir sonucu olduğu ve herkesi ilgilendirdiği bir gerçektir. Bununla mücadele etmek için aynı fikirden olmaya gerek yoktur. Aynı şekilde kadına şiddetin önlenmesi için kurulan bir dernek veya vakıfta farklı siyasi tercihleri olan insanların bir araya gelerek çalışma yapması gibi… STK’lardaki çalışmaları bir sosyal statü kazanmak veya siyasi bir hedef için basamak olarak kullanmak düşüncesi de olabilir. Bu çağımızın makul gördüğü bir gerekçedir. Kadim medeniyetimiz ise yapılan iyiliğin sadece ve yalnızca Allah rızası için olmasını ister. İyilik karşılık beklemeden, muhatabını da rencide etmeden en güzel şekilde yapılmalıdır. Kötülükle mücadele de böyledir… Muhabbetle…