Kimi turist diyor bize ...
Kimi misafir...
Kimi müşteri...
Nasıl adlandırılırsak adlandırılalım işimiz hayal satın almak...
Bizim için sizler de Hayal Tacirisiniz...
Aldığım Hayal bu sene Alanya idi.. Uzun süredir gelmemiştim...
Bir günümün özetini vereyim size...
Aslında sıradan bir gündü... Unutmadığım yerlerden biri olan ve kaleyi içinde barındıran yarımadayı yürümek yapılacak en güzel şey diye düşündüm... Damlataş plajının güzelliği ve davetkarlığı eşliğinde adımlarımı fazla hızlı atmamaya karar verdim. Zaten acelem de yoktu... Kış ortasına gelmemize rağmen sonbahar terk etmemişti buraları...
Kalenin daha fazla yayalaştırılması ve derlenip toparlanması hoşuma gitti... Bana kalsa hiç araç girmesine müsaade etmem buralara...
Bir süre sonra kendini Kalenin doğu tarafının yamacına oturmuş sanki sessizliğe bürünmüş şehre bakarken buldum... Kızıl kule bütün ihtişamı ile neler anlatıyordu kim bilir? İskele teknelere ev sahipliği yapıyordu her zamanki gibi..
Yeşilliği az gibi görünse de güzel şehir Alanya...
Aşağılara indim... İskele yukarıdan göründüğü gibi hatta yıllar önce hatırladığım gibi hiç değildi. Bir Karmaşa hakimdi... Sanki her şey yarımmış gibi...
Teknelerin büyüklüğü, ilginç tasarımları, etrafta bitmemiş hissi uyandıran tesisler pek uymamıştı sanki şehrin özüne...
Oysa tüm dünyada deniz kenarında bulunan şehirlerin ana cazibe merkezlerinin başında gelir limanları...
Gözlerim şehir meydanını aradı... Hani şu yıllar önce yapımı konuşulan...
Yavaş adımlarla sokakları arşınladım... Karmaşa her yerde...
Trafikte Karmaşa...
Devam eden inşaatlar..
Her şeyden çok fazla olduğunu fark ettim...
En kötüsü beton çoğalmış yeşillik azalmış yamaçlara doğru...
Gün akşamı selamlarken bu manzara hariç her şey farklıydı.
Her şey kendi suçummuş gibi geldi bir anda aklıma... Nereden çıkmıştı şimdi bu... Çok mu fazla gelmiştik... Sanırım bu yıllar içesinde her şeyin daha fazlasını isteme arzusunun sonucuydu...
İnsan yine kendine yenik düşmüştü...
Mahmurluk çöktü üstüme... Önümdeki günleri düşündüm... Bir hafta çabuk geçerdi...
Aslında sınırlı yaşasak hayatımızı...
Aslında ne kadar az şeye ihtiyacımız olduğunu hatırlasak... Zorlaştırmasak hayatımızı sınırsız ihtiyaç listeleri yaparak...
Bu kadar senede öğrendiğim...
Ne koşuşturma bitiyor ne ihtiyaçlar...
Umudumu diri tutmaya karar verdim...
Gelecek sefer gelişime kadar diri tut umudunu dedim kendi kendime...
Alanya’nın hak ettiği gibi olması umudumu...