Bulunduğumuz coğrafya güzellikleri barındırmasının yanında çoğu zamanda ülkeler arası veya ülkelerin kendi içlerinde yaşadığı savaşlar, çatışmalar, sosyal gerginlikler ile de sürekli dünya gündemindeki yerini korumuştur. Akdeniz çanağının önemli turizm merkezi olan ülkemizde bu yaşananlardan payına düşeni almış ve zaman zaman turizm hareketlerinin inişli çıkışlı bir grafik çizmesine sebep olmuştur.
1980’lerin başında başlayan kitlesel turizm hareketlerini etkileyen ülkemiz ve dünyada yaşanan olayları kısaca bir hatırlayalım istedim.. İlk on yılda ekonomik anlamdaki etkileri belirgin olmasa da turizm alanında yapılan yatırımların , turizm bölgelerinin sayısının artması, istihdama ve ekonomik döngüye sağladığı katkı arttıkça yaşanan olumsuzlukların etkisinin de katlanarak arttığı yılları yaşadık..
Turizm talebinin daralmasına veya artmasına sebep ve her yılın için kitaplar yazılabilecek olan bu olaylar dip not olarak bir yerde dursun..
1980 – özellikle ülkemizde bizimde orta-lise yıllarımıza denk gelen bu yıl hem ülke içinde yaşanan ekonomik sıkıntılar hem de Sınırlarımızda yaşanan İran-Irak savaşı ile hatırlanır.
1984- Belki de o yılların en önemli olaylarından biri olan Çernobil faciasının olduğu yıldır ve seyahat hareketlerini sınırlarımıza olan yakınlığından dolayı doğruda etkilemiştir.
1986- İstanbulda Sinegoga düzenlenen saldırı hem ülke imajına hem de sektöre zarar vermiştir.
1990- Aslında bu yıl her şey dahil sisteminin ilk örneklerini gördüğümüz yıl olarak bilinir ve ülkemize olan talebin hissedilir artışının başladığı yılların başlangıcıdır.
1991-Körfez savaşının başladığı yıldır.. Hem ekonomik hem de seyahat sektörü ciddi daralma içine girmiştir. Bu yıllar iç turizmin de varlığının hatırlandığı dönemdir.
1992- Ülkemizde yaşanan devalüasyon turizm talebine olumlu yansımış ve Avrupa pazarında önemli artışlar olmuştur.
1993- Ülkemizde yaşanan terör olayları turistleri de hedef almaya başlamış ve turizm hareketlerinde daralma yaşanmıştır. Bu olaylar sonraki yıllarda da devam edecektir.
1999-İstanbul depremi, Terör örgütü liderinin yakalanması seyahat sektöründe ülkemize gelmek isteyen misafirde tereddütlere sebep olmuştur. 
2000-Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğu, THY yollarında hizmet standartlarının gelişmesi talebe olumlu yansımış gelen sayıların artmasına sebep olmuştur.
2001-Golbal anlamda için dönüm noktalarından biri olan İkiz Kuleler saldırısının olduğu yıldır. Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz ve TL’nin değerinin düşmesi dış talebi canlandırırken iç talepte daralma meydana gelmiştir.
2005-AB ile müzakerelerin başlaması yaşanan terör olaylarına rağmen ülke tanıtımına olumlu katkı sağlamıştır.
2006- Kuş gribi ve devam eden terör eylemleri talebin daralmasına sebep olmuştur.
2007-Erken rezervasyon sisteminin iç pazarda da yaygın olarak uygulanmasına başladığı yıl olarak kabul edilebilir ve iç turizmde talebin artmasına sebep olmuştur.
2009-Domuz gribinin ortaya çıktığı yıldır ve artış trendinde olan seyahat sektörünün artış hızını yavaşlatmıştır.
2013-Özellike Ortadoğu coğrafyasında yaşanan olaylar, Gezipark olayları ülkemize olan talebi olumsuz etkilese de yaşanan çözüm süreci iç ve dış turizm alanında bu bölgelere olan hareketliliği arttırmıştır.
2015-Yıl sonunda Rus uçağının düşürülmesi özellikle ana pazarımız olan Rusya’da ciddi talep kırılmalarına yol açtı. Devam eden terör saldırıları diğer pazarlara da olumsuz yansıdı..
2016-Özellikle Sultanahmet ve Atatürk Havalimanı saldırıları ve 15 Temmuz girişimi bu yılında sıkıntılı geçmesine aday iken Rusya ile yaşanan olumlu hava Rusların tekrar sektörü canlandırmasına sebep oldu.
2017-Booking.com ile yaşanan sıkıntıların yaşanması ve Ukrayna ile karşılıklı vizelerin kaldırılması bu yılın sektörü etkileyen olayları idi..
2018- Tekrar eski günlerini arayan sektör bu yıl tüm dünyada artan seyahat hareketlerine paralel olarak ülkemiz için %20’lerin üzerinde bir artışla bitti.
2019-Tüm dünyada ve ülkemizde seyahat eden kişi sayısı olarak sektör tarihinin en parlak yılı olarak kabul edilebilir.
2020-Aslında 2019 yılının son aylarında gündeme düşen Covid-19 vakaları 2020’nin ilk aylarında resmi olarak tanımladı ve tüm dünyada Şubat sonlarından itibaren seyahat hareketlerinin durmasına yol açtı. Tüm hayatın durduğu bu yıl kitle turizmin yaygınlaşmaya başladığı andan itibaren sektörün yaşadığı en kötü yıl oldu.
2021-Pandeminin etkilerinin alınan önlemlerle azaltmaya çalışan hükümetler sınırlıda olsa seyahat hareketlerine katı önlemlerle izin verdi. Bundan sonra birtakım alışkanlıklar ve kurallar kalıcı oldu.. Bu süreç iç turizmin paydaşlar tarafından tekrar hatırlandığı bir yıl oldu..
2022-Pandeminin etkisini üzerinden atmaya çalışan ülke seyahat hareketlerinin yeni sorunu Ukrayna-Rusya savaşı başladı. Savaşın etkisi yıl sonuna kadar sürse de tekrar toparlanma yıl ortasından itibaren başladı. Özellikle savaş korkusu yüzünden ülkelerini terk edenlerin ana adreslerinden biri ülkemiz oldu. 
Aynı yıl Sürdürülebilir turizm başlığı altında yapılması gerekenler sektörün ana başlıklarından biri oldu. 
Pandemi döneminde tatil ihtiyaçlarını karşılayamayanların yoğun bir şekilde geri dönüşlerine tanık olduğumuz bu yılda bu hareketlilik “intikam tatili” diye de adlandırıldı..
2023-Yaşanan deprem felaketinde sektör her türlü fedakarlığı yaparak deprem mağdurlarına ev sahipliği yaptı. Pazar çeşitliğinde önemli yol kaydeden ülkemiz özellikle Orta-Avrupa pazarında önemli bir oyuncu haline geldi.
Bunlara eklemeler yapılabilir. Ancak sektörün ne kadar dinamik ve aynı zamanda kırılgan olduğunu yıllar bize gösteriyor. Olumlu olumsuz yaşananlar bir şeyler öğretiyor ve sektörün kendi hafızası oluşuyor. Bu hafıza bir sonraki olaylara karşı direncini güçlendiriyor..
“Sosyal, kültürel ve ekonomik katkıları göz önüne alındığında yerel ve kamu yönetiminin her zaman el üstünde tutması ve desteklemesi gereken bir sektör olan Turizm İnsanın doğasında olan farklı yerler görme isteğinden dolayı artan ulaşım imkanlarının gelişmesi ile de önemini koruyacaktır.”