Maviden başka renk tanımam. Yeter ki Mavi olsun bizim olsun.
Biz de Mavi renk; Kimi zaman güç ve kudreti tasvir eder, kimi zaman bağımsızlık ve özgürlüğün simgesi olur, kimi zaman kahramanlık destanının baş aktörü olur, kimi zaman sevgi ve aşk olarak mısralara dizilir, kimi zaman derin ve sonsuz sakinlik olarak anlamlandırılır, bazen de dertleri silip atmak için bu günlerde olduğu gibi bir umut ışığı olarak karşımıza çıkar.
‘’ Mavi Vatana adını veren denizin berrak ve derin mavisini
Gökyüzünü rengiyle giydirip huzur verip rahatlatan mavisini
Âşık Mahzuni Şerif’in türküsündeki Sarı saçlı Mavi Gözlüyü;
Bir başka severiz biz maviyi
Hele birde son günlerde umutla beklediğimiz Covid-19 risk haritasındaki mavileri çok özel duygularla severiz sevmesine, ama o maviyi bir bulabilirsek…’’
Gelelim asıl konumuza. Böyle giderse kısmi kısıtlama ve kapanmadan sonra sinyallerini son bir aydır veren tam kapanma, virüs nedeniyle oluşan hasta ve ölüm oranlarının kontrol altına alınmaması halinde uygulanacak gibi görünüyor.
Covid-19 virüsü belasına karşı alınan tedbirlerin yetersiz kalması ve biz insanların kurallara karşı vurdum duymazlığı sonucunda mavi tabloda olalım derken kızarıp morardık. Pik üstüne pikler yapan ve zirveyi bırakmayan bu hain virüs insanlığa karşı zaferler üzerine zaferler kazanmaya devam ediyor. Yani kendimiz edip kendimiz bulmaya devam ediyoruz.
Maazallah Alanya’mızda 72,5 çeşit milletten insan var derken şimdilerde virüs varyantlarının İngiliz’i, Afrikalısı, Brezilyalısı, Asyalısı…. her ne kadar çeşidi ve türü varsa, bizde hepsi var.
Acaba bir şeyler yanlış mı yapılıyor ? Tedbirler çok mu sönük kalıyor ? Aşılama yeterince hızlı ve yeterli yapılamıyor mu? Bu hastalığa karşı daha belli başlı bir politikamız yok mu? Daha değişik uygulamalar geliştirilemez mi?
Hastalığın ve can kayıplarının önüne geçmek için bilim insanı olmaya gerek yok. Her kesimden konunun uzmanı insanların anlattığı ve açıklayıp uyardığı ve kurallar konulduğu üzere artık bilmemiz gereken tek şeyin her ne şartlarda olursa olsun MASKE-MESAFE ve HİJYEN kurallarına uymak olduğudur.
Birde elimizden geldiğince kalabalıktan uzaklaşarak izole bir hayat yaşamaya çalışmaktır. Bu hastalık illetinden kurtuluncaya kadar akraba ziyaretleri başta olmak üzere, taziye ziyareti, komşu ziyareti, hasta ziyareti, kalabalık ortamlar, düğün, nişan, toplantı, yemek, vs… unutalım. İlla görüşülmesi gerekiyorsa Telekomünikasyon araçları ile görüşmeyi tercih edelim.
Ama en önemlisi hayat çarkı işlemeye devam ederken devletimiz bilimin gösterdiği yolda daha sert tedbirler almalı, aşılama işlemi hızlandırılmalı. Ayrıca ekonomik tedbirler ve uygulamalarla insanların hayatlarını idame ettirmek için geçinme derdine çareler bularak temas edilen ve hastalığın yayılmasına neden olan ortamlar azaltılmalıdır.
Sağlıcakla kalın…