Turist olarak gezdiğim Karabağ topraklarında yer alan bazı şehirler Ermeni ayrılıkçıların ilan ettiği ama dünyaca hiçbir ülke tarafından tanınmamış olan sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti kendisine merkez olarak seçtiği başkent olarak kabul ettiği Hankendi haricinde gelişmemiş bilakis hayalet şehirlere dönmüştür.
Hankendi’nde şuan Azerbaycan devleti tarafından hummalı bir çalışma olmakta, Hükümet konağı, meclis binası ve diğer devlet kurumları bakımdan geçirilmiş yenilenmiş, park ve meydanlara düzenlenmiş durumda. Eski Karabağ üniversitesi büyütülerek daha kapsamlı hale getirilerek bu yılın eğitim dönemine yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Azerbaycan’da yer alan banka şubeleri, marketlerde ve alışveriş merkezleri burada açılmaya başlamış olsa da, meydanlarda turistik gezi için gelenler ile inşaat işlerinde çalışanlar haricinde görmek mümkün değil. Tabi güvenlik güçleri denetim ve kontrollerini temkinli ve dikkatli bir şekilde yapmaya devam etmekte. Hankendi’ndeki en büyük problem ise şehrin hala statüsünün belli olmayışıdır. Çünkü ikinci Karabağ savaşından önce en çok Ermeni nüfusun yasadığı şehir burası olmuştur. Savaş esnasında şehri aceleyle terk etmek zorunda kalan Ermeniler evlerini, işyerleri öylece bırakarak kaçmışlardır. Ama bu ev ve iş yerleri bölgenin statüsü ve durumu belli oluncaya kadar Azeri güçlerce korunma altına alınmıştır.
Hankendi’ne yakın mesafede bulunan Şuşa şehride Ermeni zaliminden payını almış ve şehrin birçok yeri talan edilmiş virane bir hal almış durumdadır. Burada da hummalı bir çalışma olmakta, tüm devlet kurumları yapılmış veya yapılmakta, okullar inşa edilmiş, yeni oteller dikilmiş, ziyaret yerleri ve turizm amaçlı destinasyonlar imar ve ihya edilmiş, turistlerin en çok ziyaret ettiği alanlardan birisi gelmiş durumdadır. Kalesi ile ünlü Şuşa’nın tarihi dokusu yanında, Azerbaycan Türk kültür Başkenti olarak ilan edilmiş olması ve 2023 Dünya Kültür Şehri olarak tescillenmiş olması ayrıca buraya önem katmıştır. Şuşa’nın bir başka özelliği ise Azerbaycan için çok önemli olan yazarlara, bestekarlara, edebiyatçı ve bilim adamlarına ev sahipliği yapmış olmasıyla beraber sadece bu bölgede yetişen endemik bir bitki türü olan
Harı-ı Bilbül bitkisine de ev sahipliği yapmasıdır. Bu bitki Karabağ savaşında şehit olan tüm Azerilerin adına adanmıştır.
Bölgede görülmeye değer bir başka yer ise Askeran şehrinde yer alan kaledir. Bu kalenin önemi tarihi dokusundan daha çok kale surları önünde Hocalıdan Ermeni zalimliğinden kaçan Azerbaycanlı Hocalı halkının barbarca kale surları önünde Ermenilerce şehit edilmesidir. Hocalıda yapılan soykırımdan başka Hocalı kentinin önemi 2008-2012 yılları arasında uluslararası açılmak istenip Azerbaycan’ın hukiki vatan toprakları içinde yer alıp baskılar sonucunda açtırtmadığı Hocalı hava alanıdır. Burasıda işgalden kurtulmuş olması nedeniyle şuan askeri amaçlar doğrultusunda kullanılsa da bakım ve iyileştirme çalışmaları sonunda uluslararası havaalanı olarak açmak için Azerbaycan devletince çalışmalar devam etmektedir.
Adını çok duyduğumuz Laçin koridoruna ismini veren Laçin Şehri gerçekten doğayla içiçe tepeden vadiyi izleyen havasıyla ayrı bir özelliğe sahip. Ermeni sınırına yakın olan bu bölgede Azerbaycan devleti zamane yaşayan halkın birçoğunun evlerini yapıp teslim etmiş. Birçok devlet kuruluşunun binasını bitirmiş, okul, hastane gibi yapıları tamamlamış, cadde ve sokakları ihya edip gezilecek görülecek bir destinasyon haline getirmiş…
Ayrıca bölge çevresinde ziyaret edilen doğal su kaynakları, termal sular ve tarihi ve doğal dokusu olan birçok yeri görmek mümkün..
Bugünlük bu kadar diyerek yazımıza noktayı koyalım.
Kalın sağlıcakla...