MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin TBMM grup toplantısında, 'Şayet terörist başının tecriti kaldırılırsa gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, lağvedildiğini ilan etsin' şeklinde yaptığı çağrının üzerine Ankara'da gerçekleşen terörist saldırı tuzu biberi oldu.
Saldırının, Sayın Bahçeli'nin Öcalan çıkışıyla ilgili olması imkansız.
Eylemin kimin, ne zaman, nerede, nasıl ve hangi yöntemle gerçekleştireceğini belirlemek bir günde mümkün değil.
Saldırı tamamen tesadüf ama Bahçeli'nin çağrısını sabote etmek muhtemelen akıllarından geçiyordur.
Siyasi zeminde her fırsatta işaret ettikleri Öcalan'ın örgüt üzerinde etkisinin ne olduğunu ve sözünün geçip geçmeyeceğini iyi biliyorlardır.
Örgüt kimin örgütü belli olacak.
Tartışması şimdiden başladı.
Samimiyet testinden kimin nasıl geçip geçemeyeceğini bekleyip göreceğiz.
Yalnız bu süreçte siyasi ayrımcılığı anlamış değilim.
Sayın Bahçeli'nin sözlerine verilen tepki normal.
Terörist başı bebek katilinin TBMM'ne gelip konuşma yapacağını düşününce insanın aklını oynatası geliyor.
Fakat devlet aklı ile vatandaş aklı aynı çalışmaz.
Belli ki, 'Devlet'in gördüğü, bildiği bir şey var.
Hele olgunlaşsın bir görelim.
CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'de bir hamle yaptı ve 'Öcalan'ın heykelini dikeceğiz' diyen Selahattin Demirtaş'ı tutuklu bulunduğu cezaevinde ziyaret etti.
Sayın Özel, Bahçeli'nin çağrısının bir el üstüne çıkarak karşılık verdi.
Heykeli dikilecek olanla ilgili sözlere tepki gösterenlerin, heykeli dikecek olana gerçekleşen ziyarete sessiz kalmalarında bir çelişki yok mu?  
Şuan neler olduğuyla ilgili fikir sahibi olmak için bilgi sahibi değiliz.