Salı günü ALTSO tarafından organize edilen Eski Dışişleri Bakanımız Mevlit Çavuşoğlu’nun da katılım sağladığı istişare toplasında izlenimlere ve konuşulanlara bakınca Alanya’nın sorunlarına tüm herkes vakıf durumda. 
     Genel olarak istişare toplantısında konuşulan  A’dan Z’ye herkesin dilinde olan önceliği hiç kaptırmayan Antalya Alanya arası ulaşım var. 
Başlamayan iptallerle adını duyuran Antalya Alanya otobanı var.
Bir türlü açılamayan gına getiren Alanya yeni çevre yolu var.
İkamet krizi sonrası inşaat ve emlakta yaşanan kriz var. 
Turizmde yaşanan belirsizlik var, 
Gazipaşa havaalanın kapasite ve teknik olarak durumu var,  
Alanya Kuşyuvası yolu ve tünelleri var.
ALKÜ Araştırma hastanesinin yoğunluğu ve Ankoloji Bölümü binası var.
Yeniköy sulama suyu barajı var.
Organize Sanayi Bölgesi var.
Kapasiteleri yetmeyen arıtmalar var.
     İşte tüm bunlarla ilgili herkes bir şey sordu soruşturdu yorumladı.  Eski Bakanımızda Hükümet kanadının temsilcisi olarak konulara vakıf olduğunu, her türlü sorunun çözüleceğini, tüm işlerin bitirileceğini kendi üslubuyla belirtti.
   Literatüre ne zaman girdiği belli olmayan son zamanlarda çok kullanılan bir söz var;
      ‘’Türk gibi başla Alman gibi sürdür, İngiliz gibi bitir’’
        Biz Türkler tüm işlerimize büyük bir heyecan ve arzuyla başlar, genelde duygularımızla hareket ederiz, çok konuşur, çok çabuk sıkılır, başladığımız işi ya zamanında bitiremez yada bitirmeden vaz geçeriz. Almanlar ise başladıkları işlerde duyguya genelde hiç yer vermeden, az konuşup, sıkıldıklarını belli etmeden disiplinli bir şekilde sonuca gitmek için elinden geleni yapar. İngilizler ise sonuç odaklı olarak çalışır. İçlerindeki heyecan ve duygu ne olursa olsun, eğlenceli bir şekilde sonuca en çabuk nasıl ulaşacaklar ona bakarlar.
     Her kim Alanya’ya hizmet için çabalayıp bir çivi çakıyorsa ne ala.
Ama konuşup konuşup sonuca varılmıyorsa yada çözüm yolunda yavaş ilerleniyorsa, başlanan işler hep yarım kalıyorsa, buradan çıkartılacak  sonuç; 
 Herkes her sorunu bilmekte ama sonuca gidebilmek için Türk gibi başlayıp,  Alman gibi disiplinli sürdürüp,  İngiliz gibi sonuca ulaşılmalıdır.