Dedem rahmetli “Kızılacak yerde susmak vebal, kızmak kemaldir” derdi. Kadim medeniyetimizde sabırlı olmak, affedici olmak, ayıpları örtmek vardır ancak bu kişilerin sadece kendilerini ilgilendiren davranışları içindir. Nihayetinde insanların özel hayatları kendilerini ilgilendirir. Toplumların ifsadına sebep olan ise kötü davranışların aleni yapılmasıdır. Suçlar hoş görüldükçe normalleşir ve çoğalır. Kanunlar da caydırıcı olmaz ise suçlular bayram eder…
İyiliği emreden, kötülükten meneden bir toplum düzeni kurulmaz ise; yanlış eleştirilmez ise, ikaz edilmez ise, engel olunmaz ise toplumsal çürüme kaçınılmazdır. Kızılacak, karşı konulacak bir durum olduğunda susmak o yapılan suça ortak olmaktır. Gücü yeten eli, yetmeyen dili ile engel olmalıdır. Gücü varken sadece kalben buğuz etmek acizliktir. Neme lazım demek, suya sabuna dokunmamak vebaldir. Zalimleri zalim yapan dalkavuklardır. Tepki verilmeyen, kızıldığı belli olmayan kötülüklerin yayılması çabuk olur. Gördüğü halde engel olmak için gayret sarfetmeyen de kötülüğe ortak olur…
Neye kızıp neye kızmayacağını bilmek de erdemdir. Çalıştığı kurumda yönetici, mahiyetindeki insanların kurum düzenini bozacak davranışlarını hoş göremez. Görürse ne olur, düzen bozulur, huzur kalmaz ve verim düşer. Medeniyetimiz memurun dahi amirinin hatasına göz yummamasını tavsiye eder. Hatta zalim hükümdara hakkı söylemeyi, savaşta düşmanla çarpışmak kadar önemli addeder…
Toplumda cereyan eden olaylar karşısında fikirlerine değer verilen kimselerin kızması da bir örnekliktir. Toplum vicdanı böyle insanların duyarlılığı ile hassasiyetini korur…
Devletin malı deniz misali, milletin vergileriyle oluşan devlet malının israf edilmesine kızmak yerine alkış tutmak cehalettir. Devlet kesesinden şatafat yaşayanları hoş görmek, yapanın da bunu kendisine hak görmesi aymazlıktır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kendi şöhreti ve zevkleri için kullanmak, şov yapmak asla bizim kültürümüzde olmayan şeylerdir…
“Bir kişi bir yöneticiliğe atanırsa eğer o kişi iyi niyetli ise Allah ona yanlışında kızıp vazgeçirecek yardımcılar tayin eder” diye kutlu söz vardır. Devamında “Eğer yönetici kötü niyetli ise etrafında menfaatçi dalkavuklar dolar” der. Etrafındaki yağcı, dalkavuk takımı, yöneticiyi överek onu iyice yanlış yola sürükler ve sonu hüsran olan neticelere sebep olur. Kötü niyetli yönetici ancak musibet ile uyanır…
Dost acı söyler gerektiğinde kızar…