Her 10 Kasım’da saat 9 u 5 geçe, bir millet saygıyla ayağa kalkar ve O’nu hayır dualarıyla, minnetle, saygıyla anar. Atatürk milletimizin ortak değeridir, hiçbir kişi kurum topluluğun tekelinde değildir. Sadece 10 Kasımlarda değil, diğer günlerde de; bu ülke için bir taşın özerine taş koyan, memleketin ilerlemesine bir damla katkıda bulunan, bilimle yükselmiş- kalkınmış bir refah toplumu ortaya çıkarılması yolunda mücadele eden herkes, O’nun gösterdiği yolda ilerliyor demektir.
Atatürk, okulların önünde, belediye meydanlarında gördüğünüz büst ve heykellerden ibaret değildir. O bir millete kılavuz olmuş bir ‘fikirdir’, öncelikle bunun ayırımına varılması önem arz etmektedir. Fikirlerin önemli özelliklerinden bazıları; doğruya ulaştırır ya da yanlışa sürükler, inkâr edilseler de oradadırlar, zamanla daha da güçlenebilirler ya da etkisini kaybederler, körü körüne olan hiçbir şeyin içinde bulunmazlar…
Gazi’yi andığımız bu özel günde, sizlerle bir hikayesini de paylaşmak istiyorum;
Atatürk’ün bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor:
‘’Atatürk'ün Çankaya Köşkü'ndeki bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Atatürk'ün geçeceği yolu kapadığını gördük. Ağacın bir yanı dik bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata,havuz etrafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım:
''Emrederseniz derhal keselim Paşam.'' Bir an yüzüme baktı, sonra:
''Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin''
Taşını toprağını, insanını ağacını tutkuyla sevdiği vatanının bağrında, ebedi istirahatgahında, üzerinden 80 yıl geçmiş bir yaşam ve 10 Kasımlarda değil, her gün her saat her dakika O’nu gönüllerinde yaşatan bir Millet. Aslında bütünhikâye bundan ibaret.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı sevgi şükran ve minnetle anarak bu haftaki yazımı Atatürk’ün beğendiği bir sözle sonlandırıyorum: ‘Atatürk bizden biridir.’