Romalı şair Horace tarafından ortaya atılan bir görüştür “anı yaşamak”. Çağımızda “zamanın ruhu” kavramı ile de benzerdir. Kadim medeniyetimizde ise mutasavvıf Abdulhaluk Gücdüvani’nin prensiplerinden olan “ibnül vakt” ile de yakındır. Kavramların anlaşılmasında ne olduğundan önce ne olmadığını izah da bazen daha yerinde olur. Anı yaşamak mesela keyif odaklı, eldeki imkanlarla gününü gün etmek değildir. Herhangi bir planının olmaması değildir. Geçmişi tamamen unutmak değildir. Geleceği düşünmemek değildir. Mevlana’nın geçmiş geride kaldı demesi, dersini al ancak keşkelere takılma demektir. Gelecek meçhul dediği, hayal aleminde tuli emel besleme, planını yap hazırlığını yap ancak tevekkül et demektir. “An bu andır” dediği zamanını boşa harcama en iyi şekilde değerlendir anlamında bir ikazdır. Gücdüvani’nin ibnül vakt tarifi de böyledir. Ancak çok daha kapsamlıdır. Zamanın oğlu diye çevirmek yetersiz kalır. Zamanının yapılması gereken en faydalı işini yapan kişi anlamındadır. Bu sözleri söyleyen erenlerin hayatı zaten insanlığa hizmet içindir. Burada birçok faydalı işin arasından o anda yapılması en faydalı işi yapandır “ibnül vakt”. Gelecek ve geçmiş kaygısı olmayan, zuhurata teslim olmuş ve Yaratanın hükmü karşısında edilgen olmakla ifade edilebilir… Bu teslimiyetle beraber yaşadığı anı en verimli şekilde tıpkı Nazım Hikmet’in “yaşamaya dair” şiiri gibi değerlendirmek. “Bir sincap gibi mesela yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak.” Niyetin dahi an için olacak, bir karşılık beklemeden ve kimseden korkmadan, acaba ne derler diye düşünmeden… Düşünmek hakikati aramak için olursa anı yaşamaya girer, değilse Yunus’un ifadesiyle “bu bir kuru emektir”. Elimizden bir şey gelmeyen olumsuz durumlar için efkarlanmak da boşa kürek çekmektir. Karanlığa küfretmektense kalkıp bir mum bile yakacak gücümüz yoksa özümüze dönüp, hayatımızı sorgulamak, geçmişten ders almak, gelecek hayat planımızı yapmak en doğru en akıllıca iştir. Hayat planı olması anı yaşamaya engel değildir. Hedef belirleyip plan yapıp, çalışmak ancak ondan daha öncelikli faydalı işler olduğunda ona yönelmektir “anı yaşamak”. Önceliğin hangi işte olduğunu bilmek ise ferasettir, hikmettir… Ne mutlu anını hakkıyla yaşayan hikmet ehli çağın alperenlerine…