Bugün köşemde 2 yıl önce yazıp sosyal medyada paylaşımda bulunduğum bir yazıyı sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum.
‘’Günümüzde yanlış yapılmış veya yaşanmış bir olayı lehe çevirip perdelemek için İşin kolayına kaçanların en çok yapmış olduğu uyanıklık;
Algı yaratmak adına geçmişte yaşanmış bir olayı gündeme getirip günümüzle kıyaslamaya çalışmaktır.
Amma velakin; her bir olayı ve değerlendirmeyi o günün şartlarına ve oluşumun durumuna göre yapmak gerekir.
Aksi durumlar hem yanlış sonuçlara gebedir, hem de yanlış bir tutum ve etik dışı davranış şeklidir.’’
Sanırsam bu yazım günümüz için iyi bir örnek olacaktır…
Bu günlerde ekonomik olarak yaşadığımız sorunlar, hayat pahalılığı ve ardı arkası kesilmesen zamlarla boğuşurken hep bir umutla çözüm yolları beklemekteyiz.
Umutla beklediğimiz her günün arkasından önümüze çözüm diye konulan demode kalıplaşmış uygulamalar ise yarın daha büyük çözümsüzlükler yaratarak karşımıza çıkmaktadır.
Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse;
Döviz kurlarında yükseliş yaşanırken pul olan paramızın sorumlusunu dış güçlerde arayıp dövizin yükselişini frenlemenin çözümü olarak; insanları döviz kuru garantili mevduata yönlendirip döviz kurunun yükselmesi halinde hem farkı verip, hem de faiz uygulamak, bunu da hazinemizden yani vatandaşlarımızdan toplanan vergilerden karşılamak…
Hayat pahalılığının temel göstergesi olan enflasyona karşı çözüm yolları üretmek yerine faiz sebep enflasyon sonuç denilip söylemlerle geçiştirilerek, zaman zaman zincir marketleri, zaman zaman çiftçileri ve üreticileri suçlayarak enflasyonun başlıca düşmanı üretimi yeterince desteklememek…
Zamanında iyi hesap ve etüt edilmeden sonuçlarının ne olacağı düşünülmeden belli başlı firmalara verilen ve Devletin cebinden para çıkmadan yapılacağı söylenen, otoyollar, köprüler, havaalanları gibi birçok hazine garantili yap/işlet modelli projeden zarar edildiği halde yine hesapsız ve kitapsızca birçok projelere devam edilerek devletin sırtına bu zararların yüklenmesine devam edilmekte…
Akar yakıta ve gaza yapılan zamların sorumluluğunu döviz kurundaki yükselişe bağlayıp çözüm olarak gaz ve petrol yataklarının bulunmasını müjdelemek…
Yani işin özü;
Çözümsüzlük içinde boğulanların çözüm için çabalayanlara buyur demesinin vaktinin geldiğidir.
Saygılarımızla Sağlıcakla kalın…