Seyahat hareketleri, yarattığı ekonomik döngünün yanı sıra ziyaret edilen bölgelere olumlu veya olumsuz etkisi ile de tartışma konusu olmasına rağmen sürekli teşvik edilen bir araç olmuştur. Olumsuz etkilerin en aza indirilmesi ve sürdürülebilir gelişimi için bir takım çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır.
Dünya Turizm örgütünden yerel paydaşlara kadar geniş bir yelpaze bu çalışmalarla ilgili beyin fırtınaları yapmakta sektörün gelişmelere ayak uydurmasına katkı sunmaktadır.
Ülkeler birlikte, her ülke ve hatta her bölge seyahat hareketlerinin etkileri ve gelişmesinde yöresel değerlerin ve kaynakların korunmasına kadar bir çok alanı kapsayan ilkelerin sürdürülebilir hareketliliğin en temel öğesi olduğu konusunda hem fikirdirler.
Özellikle her geçen yıl imkanlarında gelişmesi ile birlikte seyahat edenlerin sayısının artması uygulama konusunda zorlukları beraberinde getirmiş ve seyahat hareketlerinin yoğun olduğu bölgelerde yaşanan “kültür erozyonu ve doğal çevre tahribatları” dikkat çekici hale gelmiştir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kısa vadeli çıkarların ön plana çıkması oluşturulan bu ilkelerin uygulanmasının önemini ortaya sonuçlar çıkarmıştır.
Bunların başında gidilen yerlerin “kültürel ve doğal zenginliğinin” korunması gelmektedir.
Seyahat hareketleri yaşam biçimine kadar bir çok alanda değişikliklere sebep olmaktadır. Bu uzun vadede bölgenin diğer bölgelerle olan faklı özelliklerini de yitirmesine sebep olur. Kendini bu etkilerden koruyabilen bölgeler uzun vadede çekiciliğini yitirmez. Burada belirleyici olan bölgede uygulanan turizm politikaları olduğu kadar gelen misafirin yaklaşımıdır.
Bölge insanının bu hareketlenmeden doğan “ekonomik faydadan” daha fazla yararlanması yine turizmin tüm paydaşlarının uygulamalarına bağlıdır.
Son on yıllarda dünyanın daha çok küçüldüğü ve küresel marka ve işletmelerin ticareti elinde tuttuğu göz önüne alındığında seyahat hareketlerinin bölgede tüm yaşayanların yaşam kalitelerini yükseltecek kalkınmayı sağlayacak uygulamalar önem kazanmaktadır. Özellikle bölgenin zenginliklerinden elde edilen gelirlerin daha fazla bölgede kalması ve paylaşımda adaletin sağlanması ziyaret edenler tarafından daha fazla sorgulanmaya başlanmıştır..
Artık kaynakların ne kadar daha yeteceğinin sorgulandığı günümüzde “enerji, su gibi kaynakların” nasıl kullanıldığı seyahat edenlerin ilgisini çekmektedir. Bunun için gerek yerel gerek ulusal ölçekte neler yapıldığı takip altındadır. Belkide bundan sonraki yıllarda ana başlıklarımızdan biri özellikle Herşey dahil , kahvaltı gibi zengin sunumları olan hizmetlerimizde ortaya çıkan atığın nasıl en aza indirilebileceğidir. Bu konuda dikkat çekici çalışmalar yapan ülke, bölge ve işletmeler özellikle orta ve üst gelir gruplarının seyahat planlamasında ön sıralarda yerini almaktadır.
Özel veya Kamu olsun turizm sektöründe karar mekanizmasında yer alanların sunulan hizmet ve ürünleri belirlerken, planlamalar yaparken “fiyat-hizmet kalitesinin” yanında “bölge ve sektörün geleceği” ile ilgili kaygılar taşıması gerekmektedir.