Özellikle yıllar bazında baktığımızda pandemi sonrası Dünya turizm hareketlerinde artış trendinin devam ettiğini görüyoruz. Özellikle ulaşım imkanlarının gelişmesi ve tatil yapmanın yeme-içme gibi bir ihtiyaç haline dönüşmesi ekonomik durumu ne olursa olsun insanların bulunduğu yerin dışında süresi kısada olsa zaman geçirme isteğinin arttığını gözlemliyoruz. Bu artışın özellikle Akdeniz ve Ege bölgemizin yanısıra İstanbulda ortaya çıkan performansta görebiliyoruz.
Genel olarak baktığımızda Turizm ekonomik ve sosyal dalgalanmalardan en hızlı etkilenen sektör olma özelliğini koruyor. Ülke özelinde baktığımızda 2016 yılından beri yaşanan olaylara verdiği tepki yaşananlardan aldığı dersle bir şekilde çeşitli çözümlerle bu sıkıntıları aşmayı başaran bir sektör olarak sürekliliğini korumaya çalışıyor. Bunda başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Yaşananlardan aldığımız en önemli dersin ise kamunun sektörü bu dalgalanmalardan koruyacak önlemleri almasındaki isteksizlik olarak görüyoruz. Özellikle iç ve dış turizm hareketleri ile cari dengeye büyük katkı sunan sektörün pozitif ayrımcılıkla desteklenmesi kamunun önceliği olması ekonomik anlamda sürdürülebilir turizm hareketlerine de olumlu katkı sunacaktır.
Doğrudan veya dolaylı etkilediği yan sektörler ile Turizm pozitif ayrımcılığı hak ediyor..
Ekonomik anlamda konaklama ve yeme-içme hizmetlerinin artışlarının enflasyon kalemlerinin başında gelmesi tatil döneminin bittiği bugünlerde önümüzdeki dönemin daha iyi değerlendirilmesi gerçeğini ortay çıkarıyor. 
Uygulanan döviz politikası ve maliyetlerin artması sektörün şu andaki en büyük çıkmazı.. Bunun 2025 yılında da devam etmesinin muhtemel olduğu herkesin ortak görüşü.. 
Önümüzdeki yıllar için planlamalar yapan sektörde ilk yapılması gereken mevcut yatak kapasitemizin konforunun arttırılması. Özellikle orta ve küçük ölçekli işletmelerin bu çalışmayı bir an önce yapması gerekiyor. Bunun içinde ulaşılabilir ve makul kredi desteklerine ihtiyaç duyulmakta..
Mevcut ve yeni ortaya çıkan rakiplerimizle baş etmenin ana koşullarından biri bu dönüşümün hızla yapılması..
Kamu ve yerel yönetimlerin yapması gerekenler başka bir başlık konusu..
Yıllar geçtikçe ülkeler arası rekabet sertleşiyor ve misafir seçimleri konusunda daha hassas davranıyor.
Buna tepki veren işletme, bölge ve ülkeler bir adım önde olacaklar.