Sektör temsilcileri olarak, her gelen turistten edindiğimiz tecrübe, turizmi başka bir boyutta değerlendirmemize ve şekillendirmemize sebep oluyor. ‘’ Düşünsenize… hikayelerle dolu farklı hayatlara şahit oluyoruz ’’. Bin bir türlü, değişik karakterlere sahip, din, dil, ırk, cinsiyet gözetmeksizin, farklı kültürlerle yetişmiş kişilere hitap etmek, bu işin en özel ve keyifli tarafı bence. Misafirler tatillerini deneyimlerken, bizler de onlara hizmet ederken, hayata dair unutulmaz turizm tecrübeleri ediniyoruz. İnsan ilişkilerinin kilit noktası olan otel işletmelerinin, rekabetin sürekli arttığı turizm sektörü içerisinde varlıklarını koruyabilmeleri ve faaliyetlerini sürdürebilmeleri için misafirlerin değişen beklentilerine ve isteklerine ciddi ölçüde önem vermeleri gerekmektedir. Misafirler, tatillerinin sıradanlıktan uzak, farklı ve eşsiz olmasını talep etmekte ve kendilerinin de bu süreçte çok özel hissettirilmesini istemektedir. Bilmiyoruz, belki bu tatil onların ‘’ilk tatili‘’ ya da belki ‘’son tatili’’… Aslında ‘’ empati kurarak çalışmak’’ yaptığımız bu özenli işin püf noktası diyebilirim. Zorlu hayat koşullarının getirisi olan psikolojik rahatsızlıklarla mücadele etmek de işimizin ayrı bir zorluğudur. Biz turizmciler, her ne kadar planlar yapsak da artık neyle karşılaşacağımızı bilemeden, önümüzü göremeden çalışmalarımıza devam etmek durumda kalabiliyoruz. Yaşanan onca olumsuz olaylardan sonra hepimizde bir kaygı ve korku oluştu. Covid-19, Rusya-Ukrayna krizi derken şimdi de enflasyonla mücadele etmekteyiz. Her yaşanan kriz, bitti gibi görünüyor fakat izleri hala devam ediyor ki bu durumu tecrübeyle sabit hepimiz çok net anlıyor ve yaşıyoruz. Her işletme, artan maliyetlerden sonra sunduğu hizmetin karşılığında misafirlerinden alacağı bedeli belirlerken gerçekten zorlanır oldu. Mal ve hizmet fiyatlarının sürekli artması, ülkemizdeki iç ve dış turizm hareketleri başta olmak üzere her sektörü ekonomik olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Bugünlerde insanların kazançlarıyla, hayatlarını istedikleri standartlarda devam ettirebilmeleri artık eskisi kadar kolay olmuyor. Her yıl tatile çıkan kişiler tatil planlarını ertelemek zorunda kalıyor ya da senede 2-3 kez tatil yapan yerli/yabancı turistler sadece yılda bir kez tatil yapabiliyor. Enflasyona paralel olarak gelir-gider dengesinin bozulması ile herkes kendi çapında kısıtlamalar yapmak durumunda kalıyor. Her kış hepimizin kafasında, önümüzdeki turizm sezonunun nasıl geçeceği ile ilgili sorular, fikirler ve kaygılar oluşuyor. Gelen rezervasyonların istatistiklerinden, yurtdışı bağlantılı kurumlardan, seyahat acentalarından, hava yolları şirketlerinden, değerli turizmci temsilcilerimizden, sosyal medyadan veya diğer haber kaynaklarından edindiğimiz bilgilere istinaden gelecek sezonla ilgili beklentilerimizi ve çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. İletişimde olduğumuz turistlerin tekrar geleceğini söylemesiyle bile hepimizde bir umut ışığı oluşuyor. İşletme olarak istediğimiz ve hedeflediğimiz sonuçlara ulaşmak için ve misafirlerin destinasyona ve işletmeye olan sadakatini korumak için daha farklı, etkili ve özellikli girişimlerde bulunmamız gerekiyor. Bütün çabamız misafirlerin zihinlerinde kalıcı, özel ve güzel bir tatil geçirmelerini sağlamak. Çünkü gelen ve gelecek olan misafirlerin artık daha bilinçli olduğunu, beklentilerinin daha yüksek ve ödedikleri paranın karşılığını fazlasıyla alma isteğinin olduğunu görüyoruz. Maliyetlerdeki artışların yansıması olarak otel fiyatlarının da yükselmesi doğal olarak misafir beklentilerinin karşılanması konusunda işletmeciyi de farklılaştırmaya sevk etti. Verilen hizmetin kalitesini ve çeşitliliğini arttırmak tabiri caizse ‘’çıtayı yükseltmek’’ artık şart oldu. Yenilik için bütçesi olan işletmeler, hali hazırdaki konseptlerine ek olarak yeni hizmetler, daha farklı eğlenceli aktiviteler, çeşitli yiyecek ve içecekler ekleyerek ‘’misafir memnuniyetini yükseltme’’ çabasına girdiler. Misafirlerin ekstra harcama yapacak bütçelerinin olmaması sebebiyle, tatillerini otel içinde hatta daha çok havuz başında geçirdiklerini görüyoruz. Bu durum hem o yöredeki esnafın zararına hem de işletme içi tüketimin fazla olması nedeniyle otel maliyetlerinin çok fazla olmasına sebep oluyor. İşletme olarak her zaman sunduğumuz yiyecek - içecek çeşitliliğini korumak, hatta arttırmak, geliştirmek ve bunun yanında kalitelerinden de ödün vermemek misafirlerin memnuniyetleri için çok önemli bir unsurdur. Uzun ömürlü, istikrarlı ve sistemli bir işletme stratejisiyle çalışmakta olan otellerimizin doluluk oranlarının her zaman yüksek oluşu, bu işi iyi ve doğru yaptığımızı göstermektedir. Herhangi bir hizmetin tekrar yapılandırılması ya da yeni eklenen bir hizmet dalının olması, hatta ve hatta işletmenizde yaptığınız küçük bir dekorasyon değişikliğinin bile misafir memnuniyetinde olumlu yönde rol oynadığını bilmemizde yarar var. Ortamdaki ambiyansın farklılığının, kişinin ruh halini etkilediği aşikardır. Unutmayalım ki işletmeyi ileriye taşıyacak olan doğru yönde atılan adımlar, değişimler ve gelişmelerdir. Sevgiler… Saygılar…