Uzun yıllardır turizme gönül vermiş bir insan aşığı olarak çevremdekilere hep anlatmak istediğim en önemli şey insan değeridir. Turizm sektörünün ana hedef kitlesinin insan olduğunu da düşünürsek aslında bu konuyla ilgili konuşacak ve yazacak çok fazla hadise var. Galiba insana hizmet etmek dünyadaki en zor ama bir o kadar da en keyifli işlerin başını çeker. Kültürleri, alışkanlıkları, mensup oldukları din ve ırkları birbirinden çok farklı olan kişileri bir arada barındırmak, onlara hitap etmek ve memnuniyetlerini en üst seviyede tutmak ayrı bir meziyet istemez mi?
Yakın zamana kadar hak ettiği önemi görmeyen ‘’ Halkla İlişkiler Departmanı’’ nın artık tüm kurumlarda özellikle de otel işletmelerinde kemikleşmiş departmanlar arasında yerini almaya başlaması biz turizmcileri umutlandıran bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Alanya bölgesindeki turizm anlayışının dünya standartlarına yükseltilmesi için kalifiye çalışanlarla bu bölümü desteklemek, işletmenin yararına atılan en güzel adımdır. Halkla ilişkiler ya da misafir ilişkileri departmanı olan bir otel işletmesi, bu bölümden yoksun olan bir işletmeden her zaman bir adım daha öndedir.
Hepimiz zorlu geçen pandemi sürecinin izlerini yok etmeye çalışırken ve Rusya-Ukrayna kriziyle mücadele ederken, var gücümüzle tutunmamız gereken ve umutlarla dolu 2022 sezonuna en verimli halimizle hazır olma çabası içerisindeyiz. Bu yıl bir yıl boyunca sadece güzel bir tatil yapmak isteyen insanlar yerine pandemi gibi zorlu bir süreci atlatmış, her zamankinden daha çok mental olarak yorgun ve beklentilerle dolu insan topluluğu ile karşı karşıya kalacağız. Tabiri caizse kılıçları, takımları kuşanıp, bir insan memnun etme savaşına çıkacağız. Bu süreci atlatmak hiç kolay olmasa gerek. Bu işin en çok psikolojik tarafı bizi ilgilendiriyor. Tatil alışkanlığı olan toplumların, bu sürekliliği devam ettirememesi ciddi bir psikolojik buhran ve sorunları da beraberinde getirdi. Beklenti ve istekler daha da artarak gelince bazı sorunlar kaçınılmaz olabiliyor. Bu iki sene zarfında evlere kapanıp tatil yapamadıkları için paralarını harcayamayan potansiyel misafirler aynı zamanda ciddi bir kaygı içinde olmaya başladılar. Çünkü dünyada maalesef sorunlar bitmek bilmiyor ve tekrar olumsuzlukların olma ihtimali, belirsizlikler bizi endişelendiriyor ve canımızı çok yakıyor.
Artık hepimiz panik atak hastalığına bir aday niteliğindeyiz ama her şeye rağmen umudumuz var mı? Her zaman var ve bu umutla da yapacak çok işimiz var. En önemli işimiz de ülkemize, yöremize ve otelimize gelen misafirlerimizi tam memnuniyetle tatillerini geçirmelerini sağlamak ve güzel bir şekilde uğurlamaktır. Hizmet sektörünün tam bir ekip işi olduğunu kabullenip, takım mantığıyla çalışarak misafirlerimizi mutlu etmek, taleplerini/ isteklerini yerine getirmek ve varsa sorunlarını en kısa sürede sıcağı sıcağına çözmek, bu işin kilit maddeleridir.
İnsanları sevmek, tanımaya ve anlamaya çalışmak, onları dinlemek, sürekli iletişim halinde olmak, problemlerine çözüm odaklı yaklaşabilmek ve empati yapabilmek gibi meziyetleri kendinde
barındıran kişilerin otel bünyesinde çalışması işletme için bir ayrıcalıktır. Şayet bu tarz kişilerle çalışıyorsanız lütfen onların kıymetini biliniz! Neden mi? Çünkü işinizdeki başarının sırrı doğru ve net iletişimden geçiyor. Misafirlerimiz ile kuracağımız küçük bir göz temasındaki içten gülümseme bütün kapıların anahtarı olabilir. Otel ve misafir arasında köprü vazifesini gören halkla ilişkiler sorumlusunun en önemli gayesi işletmeye her zaman olumlu bir imaj kazandırmaktır. Misafirlerle olduğu kadar işletmenin bütün bölümleriyle ve çalışanlarıyla da iletişim halinde olması gereken özel ve ayrıcalıklı bir departmandır. Turizmde başarılı ve kalıcı olabilmek için bu tür ilişkiler yumağının doğru sarılması gerekir ki sektörde uzun vadeli tercih edilen ve aranan bir işletme olabilesiniz.
Sevgiler…Saygılar…