Salgın hastalıklar nedeniyle gündeme gelen virüslerin en büyük özelliği kısa zamanda yayılmasıdır. Halk sağlığının konusu olan virüslerin insan yapımı olduğu konusunda yeni iddialar da bilim dünyasında tartışmaya açılmıştır. Bilgisayarda veya teknolojik diğer cihazlarda da görülen virüslerin insan yapımı olduğu konusunda bir tartışma zaten yoktur. Virüslerin yayılarak girdiği yapının düzenini bozduğunu söyleyebiliriz. Zararları ise sağlık ve teknoloji ile sınırlı değildir… Gelenek, töre ve inanç sistemleri de uzun yıllar sonunda oluşan bir ahenk ve düzeni temsil eder. Çoğu zaman kültürlerdeki değişimler en az birkaç kuşaklık bir sürece ihtiyaç duyarlar. Dijital çağ ile bu değişim süreci çok kısalmıştır. Yapay zekanın da devreye girmesiyle düzenli, sistemli birkaç koldan yapılması istenen dönüşüm süratle gerçekleşmektedir. Bu teknoloji ve üst akıl eğer kötü niyetlilerin elinde olursa; toplumları bir arada tutan düzen de iyi hesaplanmış sosyal virüsler ile çok büyük ahlaki zarara yol açabilir… Toplumun ahlaki dirençlerinin yozlaştırılması ve temsil noktasındaki insanların samimiyetsizliği ile topluma enjekte edilen sosyal virüsler önce sıradanlaşır, sonra benimsenir ve yayılır… Örnek olarak; ebeveyne saygısızlık, onlara asi olmak, özgürlük maskesi altında görsel yazılı medya yardımıyla ve eğitim sistemlerinin içerisine empoze edilerek planlı bir şekilde işlenirse virüs yayılır. Sadece kötü anne baba örneklerinin öne çıkarıldığı diziler, şov programları, rol model hayatlar yapay zekâ ile de desteklenirse durum daha vahim sonuçlara gebedir. Güçlü aile toplumun kalelerindendir. Aile, ekonomik ve sosyal etkiler ile savunmasız kalan bireylerin kalesidir… Çağımız bencilliğin zirve yaptığı, kimsenin kimseyi umursamadığı bir acımasız sürece girmiştir. Sözde insan hakları, demokrasi ve özgürlük savunucularının samimiyetsizliği her geçen gün daha da netleşmektedir. Ancak güçlü toplumların ayakta durabileceği ve varlıklarını sürdürebileceği dijital köleliğe direnebileceği bir dönemdeyiz. Aile bu direncin mihenk taşıdır… Yalnızlığı ekonomik ve sosyal sebepler yüzünden tercih edenlerin de dijital köleliğe teslim olduğunu söylemek mümkündür. İnsan sosyal bir varlıktır, sevgisiz yaşayamaz, evcil hayvanlar ile avunması da yeterli bir çözüm değildir… Aile sıcaklığı içinde sevgi ile yetişen bireylerin sosyal virüslere karşı hem bireysel dirençleri hem de toplumsal dirence katkıları yüksektir. Muhabbetle…