Alanya ekonomisi Turizm, Tarım ve İnşaat üzerine 3 sac ayağı üzerine kurulu olması nedeniyle en çok ekonomik katkıyı bu üç bileşenden almaktadır.
Bu üç bileşenin birinin sekteye uğraması hem Alanya ekonomisini, hem de ilgili ilgisiz, dolaylı dolaysız herkesi mutlaka etkileyecektir.
Mesela Turizmimizin can damarı yabancı ülke vatandaşlarıdır. Onlar gelmeyince, oteller ve turizme yönelik işletmelerin hepsi birden sıkıntıya girmekte. Bilinmeli ki; Alanya çalışan işçi istihdamı bakımından en büyük pay turizmde.
Şimdi kriz olunca yada yerli istediği gibi ucuz tatil yapamayınca turistik işletmelere beter olsunlar mı diyeceğiz?
Alanya Tarımı eski günlerindeki gibi şaşalı olmasa da tropikal ürünlerden olan muz ve avokado üretimiyle eski popüler günlerine tekrardan döndü. Tabii sulama suyu sıkıntısı ve gübre, ilaç fiyatlarındaki artış üreticileri negatif yönde etkilemeye devam etmekte. Üreticinin daha iyi para kazanması için ihracat olması lazım. İhracat nereye yapılıyor. Tabii ki yabancı ülkelere. İhracat olunca ürünlerin fiyatı artıyor, yerli halk da bu ürünleri daha pahalıya almak zorunda kalıyor.
Peki herhangi bir kriz olup ihracat sekteye uğrayınca tarım üreticileri beter olsunlar mı diyeceğiz?
Gelelim gündemin en sıcak konusuna Alanya’da konut bazlı inşaat ve emlak sektörü Türkiye geneline göre çok hızlı bir gelişme gösterdi. Neredeyse Alanya’nın her yeri konut inşaatıyla dolup taştı. Bu inşaatlarda genelde yabancıya yönelik yapılarak iyi kazançlar elde edildi. Arsa payları, inşaat malzeme maliyetleri ve işçilik ücretlerinin yükselmesi ile beraber konut fiyatlarında da afaki yükselişler oldu. Konut satışları 2022 aralık ayına kadar hızlı gitmesine rağmen İkamet sorunun baş göstermesi, deprem ve sonrasında genel seçimin araya girmesi ile beraber yabancıya satışlar bıçak gibi kesildi. Zaten maliyetlerin yüksek olması, kredi musluklarının kapanması yerli halkın ev sahibi olmasının önünü kapatmıştı. Şimdi yabancıya satış olmaması nedeniyle birçok konut üretici için alarm zilleri çalmaya başladı. İş böyle olunca da işin tek suçlusu Müteahhit ve yabancılar olarak gösterilip beter olsunlar mı diyeceğiz?
Keşke beter olsunlar deyinceye kadar, turizmimize de, tarımımıza da, konut fiyatlarına da belirli standartlar gelse, maliyetler ucuzlasa diyebilsek, yerlinin ev alabilmesi için devlet indirimli kredi uygulasa diyebilsek. Veya devlet daha fazla toplu konut üretip dar gelirli vatandaşı ev sahibi yapabilse diyebilsek.
Son söz olarak; yanlış, ahlak dışı, kanunsuz iş yapanlar ve kul hakkı yiyenler haricinde kimse beter olmasın.
Kalın sağlıcakla…