Çocukluk döneminde tüm yaz mevsimlerini denizde ve Dimçayı’nın serin sularında geçirmiş ve yüzmeyi Alva Sitesi ile Grant Kaptan otelin altındaki doğal havuzlarda öğrenmiştik. Kıyı kenarında iki adet yan yana birbiriyle bağlantısı olan birisi büyükler biriside çocuklar için Allah vergisi doğal havuzlar yani biz Alanyalıların tabiriyle kaklıklar vardı. Binlerce yılın oluşumu olan bu doğal havuzlar korunması gerekirken plaj açmak amacıyla bilinçsizce ortadan kaldırıldılar…
Benim bildiğim kadarıyla eskiden beton, kum çakıl tesisleri olmadığı için denizden sadece kum çakıl çalarlardı. Ama günümüz de denizin yıllarca sürede oluşturduğu doğal olarak oluşmuş kayalıkları kırarak, kumsala yol yapıp doldurarak, gelişigüzel iskele yaparak, plajı parselleyerek yada ne kadar arıtıldığını bilmediğimiz kanalizasyon sularını direk denize akıtıp denizimizin biyolojik yapısını bozarak geleceğini çalıyorlar…
Alanya’da denize girme ile ilgili bir tabir vardır. ‘’Karpuz kabuğu denize düşmeden denize girilmez diye. Şimdilerde karpuzlar Alanya dışından geldiğinden yada seralarda da yetiştiğinden dolayı denize girme zamanını tam ayarlayamadığımız için havaların iyice ısınmasıyla birlikte pazar günü karpuz kabuğunun denize düşüp düşmediğini yerinde kontrol etmek amacıyla Tosmur altında Dimçayının denizle kavuştuğu yere doğru gittik. Park edecek yer olmadığından biraz yer aradıktan sonra güç bela deniz kenarına indik. Hem pandemi tedbirleri hem de sakin bir yer olsun tedirginliğiyle akrobasi ve çevredekilere kur yapan Suriyeli gençlerin arasından geçerek kumsalda oturacak bir yer bulduk. Merakımızı gidermek ve denizdeki karpuz kabuklarını görmek için sabırsızlık içinde etrafımızı yavaş yavaş kolaçan ederek denize girebildik. Deniz oldukça ılık ve sakin.
Denize de karpuz kabuğu düşmüş düşmesine. Ama karpuz kabuğundan başka , poşetlenerek bırakılmış çöpler, boş bira ve meşrubat şişeleri, bağcığı kopmuş terlikler, patlamış deniz yatakları vs….hepsi düşmüş ….
Biz bazı insanların bugün kullanıp nimetlerinden yararlandığımız, yarında kullanacağımız doğaya ihanet ederek pis bırakmaları anlaşılabilinecek bir olay değil. Eğitim diyoruz eğitimlisi de yapıyor, temizlik imandan gelir diyoruz, imanlısı da yapıyor. Zor mu bu kadar ? gelirken getirdiğin çöpleri giderken götürmek.
Gelelim deniz kenarında gördüğümüz eksikliklere ; Deniz kenarına inmek için yeterince merdiven yok. Çöp kutuları arasında mesafe çok ve yetersiz. Hiç olmazsa yaz sezonunda çöp kutuları sayısı arttırılabilir. Park etmek için daha fazla cepler yada yola yakın yerlere araç park yerleri oluşturulabilinir. Bir başka eksiklik ise çıkışlara ayak yıkamak ve duş almak için düzenlemeler yapılmalı keza büfelerdeki duşları kullanmaya büfe işletmecileri pek sıcak bakmıyor. Ayrıca belirli yerlere wc’ler yapılmalı. Bir diğer önerimde belirli aralıklarla güvenlik görevlilerinin yada zabıtanın dolaşması ve çevreyi rahatsız edenler yada kirletenlere karşı gerekli uyarılarını yapması , gerekirse ceza kesmesi gereklidir.
Unutmayalım ki deniz ve doğa hepimizin.
Sağlıcakla Kalın