Alanya vilayet olmayı yıllardır tahayyül etmekte. Bu sevda kimi zaman miting sahnesinde vaat ile kimi zaman siyasi menfaat gereği zikredildi. Peki şehir buna hazır mı? Altyapı üst yapı il olunduğu zaman gelecek kamu kurumları, özel sektörün büyümesi dikkate alındı mı? İl olmayı arzularken bu ve benzeri gelişmelere yönelik kenti yönetenlerin veya yönetime talip olanların bir mastır planı var mı? Varsa ne ala yoksa geç kalınmış bir durum... Şehrin aldığı kontrolsüz göç ile artan kişi sayısının nüfus sayımında şehrin daha kalabalık görünmesini sağlaması mı önemli yoksa kentin gelişmiş, refah ve yatırım düzeyinin artması mı önemli. Önemli olan kentin gelişmişlik düzeyini artırmak, refah ve güvenli şehir. Betonlaşmanın hızla arttığı Alanya’da hendek gibi kazılan bina temelleri (dışardan bakınca öyle görünüyor) grobeton, güvenli şehir olmamız deprem kuşağı dışında bulunmamız sayesinde sorun olmuyor. Binaların kentsel dönüşüm adı altında yıkılıp yeniden yapılması kent estetiğine katkı sunan faaliyetler değil. Bina yıkılıp yerine daire sayısı arttırılarak yapılan yenilenme beraberinde var olan otopark meselesi ile yeşil alanı azlığını iyice artırmakta. Daire başına otopark alanı ayrılmamasından kaynaklı yol kenarındaki parklar trafiğin kilitlenmesinde önemli etkenlerin başında gelmekte… Gelelim yeniden il mevzuna, velev ki seçim sattı mahallinde ‘İl yapıldık’. E valilik nerede olacak, vali konağı nerede olacak. İş bununda bitmiyor. Şu an zar zor sığan kurumlara il tabelası asmakla o iş olmayacağı aşikar. Askeri birlik, emniyet, sağlık, çevre şehircilik (Halihazırda apartman dairesinde hizmet vermeye çalışıyor), turizmin başkentiyiz ama yıllardır turizm müdürlüğüne 2 personel bile verilmedi verilirse nerede konuşlanacaklar. Tapusu, vergi dairesi, mal müdürlüğü, milli emlak müdürlüğü (çatı arasından hizmete mahkum bırakıldılar). Bu ve daha birçok kurumun il müdürlüğü açılacak, yeni istihdam alanları oluşacak, ilçe müdürlükleri kurulacak. Bu kurumlarda çalışacak yeni memurlar bürokratlar, vali, vali yardımcıları, il müdür yardımcıları onların aileleri. Gözünüzün önüne getirin bunca kurum, yeni atama kim nereye konuşlanacak. Hadi binalar iç içe yapılıp kurumlar açıldı çalışanlar için çadır kent, vali konağı da prefabrikten yapılacaktır herhalde... Şehri yönetip ve yönetmeye talip olanlar bu konuda nasıp bir mastır plan altyapı çalışması var bilmiyoruz. Gerçi genelde yönetenlerin planı seçin dönemi kapsar sonrasına sonra bakarız formatında oluyor ülkemizde 50-100 yıllık bir kentleşme planı yok. Mahmutlar dolup taştı, Oba’da dikili portakal ağacı kalmadı, Demirtaş kuleleşiyor. Tabi sadece bunlar değil 102 mahallede yapılaşma mevcut, Kanalizasyon hattı, elektrik hattı, su hattı ona göre. Dim Çayı’nda onlarca piknik alanı ve bölgeyi imha eden atölyeler mevcut. Fosseptikler nereye gidiyor, atölyelerin boya atıkları nereye gidiyor bilen yok. Bilen yok derken yokuş yukarı dağa doğru gidecek hali de yok. Bunca sorun yumağı varken mevcut planlamaya göre il olmayı ne kadar kaldırabiliriz.