Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe’nin başkanlığında dün yapılan, tropikal ürünlerden mangonun geleceğine ilişkin toplantıyı dikkatle takip ettim. Üreticilerin maliyet, pazarlama ve ithalat üçgeni içinde debelendiği gerçeğinden hareketle bu tür birlikteliklerin önemli olduğunu söylemek lazım. El birliği ile el güçlendirmek gerekir. Tahir Başkanın sözleri ve niyeti ne kadar doğruysa, kötü örneklerin açtığı yaralar da o kadar doğru. 
Geçmiş yıllarda Alanya’da tarımsal kalkınma amaçlı 5 kooperatif kurulmuş. 3 tane de üretici birliği bulunuyor. Bunlardan üretici birlikleri daha görünür halde. Birlik kurma konusunda zamanında Hüseyin Güney ve arkadaşları öncülüğüne kurulan Muz Üreticiler Birliği’ni Mustafa Şenli ve arkadaşları, Ahmet Arslan öncülüğünde kurulan Avokado Üreticiler Birliğini ise Hilmi Sevilgen ayakta tutmaya çalışıyor.
‘Birlikler böyleyken sayıca daha fazla olan kooperatifler ne yapmış?’ derseniz durum facia. Devletten kiralama yapıp hiçbir faaliyette bulunmayanlar kağıt üstünde devam ediyor. Denetlendikleri söylenen bu kooperatiflerin hangi faaliyetleri denetleniyor merak ediyorum. Mevzuattan ileri genel rahatlık alanları bence daraltılmalı. Eğer siz devletten destek alarak bir işe girdiyseniz ve işi sürdürmüyorsanız iş ve işlemler sonlandırılmalı. Ya da bir kooperatif üyelerini, ortaklarını mağdur etmişse bağımsız denetim ve yargılama ile gereği yapılmalı. Çünkü, kötü örnekler iyilerin kurulmasına ve ilerlemesine engel oluyor. Umutlar kırıldığında mücadele ve ortaklık ruhu ölüyor. 
Alanya’nın bu açıdan en kötü örneği Toslak-Yeniköy-Hacıkerimler Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi. Sadece üyelerinin değil şehrin umuduna da taş koydu. Yarattığı mağduriyetle insanların birlikte iş yapma özenini bitirdi. Enkazı devralanlar alemin yaptığı borcun hacizlerini zar zor temizledi. Hayali üretim, hayali akaryakıt temini, hayali giderler ile içinin boşaltıldığı iddia edilen kooperatifin geldiği son, sessizlik. Dosyadaki iddialardan bir tanesine göre, olmayan seradan mahsul girişi yapılmış. Sanal üreticilik dönemi başlamadıysa gerçekliğini merak etmemek elde değil. 
Neyse dönelim Tahir Başkanın dileğine. Yerinde ve çok anlamlı. Üreticiyi kazık yemeyeceği bir ortaklığa yeniden inandırmak ne kadar kolay olur bilmem ancak doğru ellerde, doğru birlikteliklere çok çok ihtiyaç olduğu bir gerçek.