Ülkemiz futbolundaki son gelişmeler futbolumuzun geleceği açısından maalesef pek umut verici bir görüntü vermiyor ve bunun böyle olması bizleri üzdüğünü buradan belirtmek istiyorum, bu düşüncem özellikle hem çalıştırıcı durumunda olan antrenörlerimiz ve hem de futbolcularımız için geçerlidir. 

Spor bilimi ile uğraşanlar; sporda, dolayısı ile futbolda fiziksel hazırlık kadar psikolojik hazırlığın her zaman büyük önem taşıdığını ve ihmal edilmemesi gerektiğini biliyor. Bu bağlamda bir antrenörün, kendisinden ya da sporcusundan kaynaklanabilecek her türlü psikolojik sorunu anında teşhis edebilme yeteneğine sahip olması beklenir. Antrenör daha önceden edindiği kurumsal spor psikolojisi bilgileri ile (şayet öyle bir bilgisi varsa) kendi kişisel deneyim ve gözlemlerine dayanarak bazı çözümler üretebilmeli ve daha da önemlisi kendisi yapamıyorsa bile bu durumlarda mutlaka bir uzmana danışarak dışarıdan destek alması gerektiğini bilmelidir

Özellikle son yıllarda; bu alanda yapılan çalışmalar bizlere sporcuların performanslarını arttıracaklarını ve en uygun düzeye çıkarabileceklerini kanıtlamıştır. Spor psikolojisinin sağladığı olanakları tanımak ve onları kullanabilmek kuşkusuz günümüzde bir antrenörün (özellikle ülkemizde) bilmesi ve bunlardan yararlanması gerekmektedir.

Günümüzde artık her spor dalının antrenörü, genel spor psikoloji bilgilerini edinmek ve bunları kendi spor branşında kullanabilmeyi, kullanamıyorsa da uzman kişilerle mutlaka yakın bir çalışma içerisinde olmayı gerektirmektedir. Mesleği ile ilgili çeşitli bilimsel verileri antrenman programlarında kullanmak her antrenörü, kendi alanı ile ilgili çeşitli araştırmaları yakından izlemek, bu yolla kazandığı yeni bilgileri, eksik bilgileri ve kişisel deneyimleri ile karşılaştırmak ve antrenman programlarını hazırlarken bunlardan yararlanmayı denemek zorundadır.

Her antrenör, çeşitli psikolojik gözlemler ve yorumlar yaparak bunların sonuçlarını değerlendirebilecek temel bir genel psikoloji kültürüne sahip olmalıdır. Bu şekilde sporcularını ve onların davranışlarını izleyerek onların olası davranışlarını ve bu davranışların nedenleri ile sonuçları arasında ilişkileri açıklayabilmelidir ki, sporcularının bireysel ve takımın (grup) olarak performanslarını yükseltmede rol alabilsin. Yine bir antrenör genel psikoloji kültürü ile özel olarak spor psikolojisi bilgileri arasında yeterli bir bağ kurabilmelidir ve bu bilgiler ışığında kendisine özgü bir şekilde kullanabilmesiyle, meslek yaşamındaki en güç sorunlardan birini çözebilecektir.

Her antrenörün, özellikle önemli karşılaşmalardan önce takımın (grup olarak sporcuların) bireysel olarak psikolojik hazırlığını yapmalıdır. Bu hazırlığı yapabilecek kadar psikoloji bilgisine sahip olmayabilir ancak bu sorunu çözebilmek için, daha önce de belirttiğimiz gibi dışarıdan mutlaka destek almalıdır. Ancak her antrenör sahip olduğu kuramsal genel psikoloji ve spor psikolojisi bilgilerini kullanırken kendi kişisel mesleki deneyimlerini ikinci plana almamalıdır. Özellikle psikoloji bilimi alanında genel kuramsal bilgilerle kişisel deneyimeler arasında çok önemli bir ilişki vardır. Psikoloji alanında kişisel deneyim ve birikimler en az kuramsal bilgiler kadar değerli ve önemlidir.