Bu pandeminın vermiş olduğu sıkıntılı ruh halimizle eskileri daha fazla özler ve anar olduk….
Bizim zamanımızda yada eskiden diye sözlerimiz başladığı zaman içimizde ayrı bir heyecan ayrı bir buruk mutluluk ve yaşanmışlıkların vermiş olduğu apayrı bir his oluşuyor. Mutlaka her yaş grubunun eskileri vardır. Ama günümüzde X kuşağı olarak anılan 60-80 doğumlular için eskileri anmak apayrı bir güzel oluyor.
Hep özlüyoruz o çocukluk yıllarını,,,
Teknoloji nedir bilmezdik. Bildiğimiz teknolojide siyah beyaz televizyondu. O da akşamleyin istiklal marşı ile açılır ve geceleyin de istiklal marşı ile kapanırdı. Çocukların Heidi’yi büyüklerin Dallas’ı izlediği zamanlardı . Az durumları hallice olanların evlerinde VHS film videoları olurdu. Oyunlarımız ve eğlencelerimizde hep doğaldı. O dönemlerde çelik çomak oynadığımız, çamurdan kaleler ve evler yaptığımız, telleri bükerek araba yaptığımız , teneke yada bidon kapağından çember sürdüğümüz, 3 yada 4 tekerli bilyelilerle yarıştığımız, hayatı doğal yaşayan mucit çocuklardık. Sokak ile barışık doğaya alışıktık. Cips, çikolata, burger nedir bilmez gerçek kremalı kutu gofretten de vazgeçmezdik…
Hep özlüyoruz o eski dostlukları….
Ne kadar güzeldi eskiden dostluklar, arkadaşlıklar, sırdaşlıklar, içinde maddiyat yoktu, çıkar yoktu, laf yoktu, söz yoktu, adam satmak , kayırmak yoktu, arkadan kuyu kazmak yoktu. İyi gün kötü gün diye bir kavram hiç yoktu. Dost için yanıp dostu yakmak yoktu. Omuz umuza, el ele verdik mi, ayaklara arap kızı şalvarları çektik mi dünya vız gelir tırıs giderdi, …
Hep özlüyoruz o eski komşuluklar…
Daha 25-30 yıl öncesine kadar kapılarımız hiç kinitlenmezdi. Komşular arasında biz geleceğiz demek yok biz geldik vardı. Ne yersin içersin demek yok, hemencecik sofra hazırlamak vardı. Hele hatırı sayılır bir tanıdık yada akraba geldiği zaman kümesin en iyi horozu sofrada tereyağlı pilavla birlikte yerini alırdı. Bir komşu darda kaldı mı diğer komşular hep yanındaydı. Komşuda bir ölüm olsa 40 gün komşularla berber yas tutulur acıları paylaşılır, yas bitinceye kadar saygıdan tv ve radyo açılmazdı. Komşuluk, bir mahalleydi, bir köydü. Şimdilerde ise aynı apartmanda insanlar birbirine ne selam veriyor nede tanıyor…
Hep özlüyoruz o eski bayramlarımızı …
Bayramlarımız eskiden çok özeldi, ayrı bir heyecanı, ayrı bir mutluluğu vardı. Her bayram öncesi tüm mahalle toplu halde bayramlara hazırlanırlardı, birlik beraberlik içinde hareket edilirdi. Bayrama özel yeni kıyafetler alınır ve bayrama pırıl pırıl girilirdi. İlk önce mahallenin en yaşlılarından başlanarak ziyaretler yapılır, mutlaka her eve çıkılırdı. Küskünler barıştırılır, sıkıntılı meseleler çözülürdü. Bir bayram geleneği olan bayramlık mendil, çorap, eşarp yada harçlıklar dağıtılırdı. Ama günümüz bayramlarında ise ne ziyaret var, nede birlik beraberlik var….
Hep özlüyoruz o eski Turistlerimizi…
Eskiden turistlerimiz bile bir başkaydı. Bizler çok misafirperverdik onlarda çok cana yakındı. Çıkarlardı, dolaşırlardı, tarihi yerleri ve doğayı gezerlerdi. İnsanlarla iç içe olup kültürümüzü tanımaya çalışırlardı. Bizlerde hiçbir karşılık beklemeden evimizin önünden geçen turistlere çay kahve yada ayran ikram eder, bahçemizdeki meyvelerden kopartır verirdik. Bugünkü kadar çok turistimiz olmazdı, ama olan turistimizde bu günlerdeki gibi otellerde kalıp sadece yiyecek içecek tüketmekle zamanını geçirmezlerdi….
Her dönemin kendisine göre mutlaka yaşanmış güzellikleri vardır. Güzel günlerde yaşamanız dileğiyle
Sağlıcakla Kalın.