‘Duyarsız mıyız? Abartılı mı?’ diye sordum son köşe yazımda.
Yorumlar genellikle duyarsız olduğumuz yönündeydi.
Yazıyı fazla nazik bulup, sitem edenler de oldu.
Yine yorumlardan anladım ki, Alanya’da çevrenin başka, daha önemli sorunları da var.
Şimdi bunlardan birini sizlerle paylaşacağım.
Fatih Gargı ‘Gaye abla kalemine sağlık. Sadece carrettalar degil denizimiz de her geçen sene canlılığını kaybediyor ve çölleşiyor. Bunu sadece ‘balık azalıyor’ diye demiyorum. Eskiden kumluk bölgelerde deniz yıldızı, kayalık bölgelerde deniz kestanesi ve bir çok çeşit kabuklu deniz canlıları görürken; bunlar zamanla yok oluyor maalesef. Sürekli denizimizi kirletiyoruz. En basiti Her otelin, her yeni binanın önünde havuzlar var. Hepsine kimyasal ilaçlar, klorlar veriliyor. Hiç arıtmaya girmeksizin denize temiz su gibi salınıyor. Bunun denizi çölleştiren en büyük etkenlerden biri olarak görüyorum.’
Hiç düşündünüz mü daha önce? Deniz altında neler oluyor? Kimyasal sıvı karışmış havuz suları nereye gidiyor?
Gerçi sizde haklısınız, biz daha büyük resmi çözemedik ki, detaya bakalım…
Biz; geri dönüşüm kutusuna evsel atık atılmayacağını, asfalta balkon temizlediğimiz deterjanlı suyu bırakmamak gerektiğini öğrenemedik ki daha.
Bu arada tarımsal atıkları unutmayalım.
Daha çok mavi ve yeşil renkli torba-çuval ve sıvı ilaçların konulduğu bidonlar genellikle bahçelerin çevresine gelişi güzel atılıyor. Bunlar için bir geri dönüşüm sistemi var aslında. Ama ne kadar işliyor bilinmez.
Çevrede çokça gördüğümüze göre; işlemiyor...
Mesela şöyle olsa; bu ürünü satan zirai firma, ambalajı geri alsa tüketiciden. Bir çeşit, cam şişede uygulanan depozito gibi.
Gerçi dün duydum, geri dönüşüm atıklarını toplamak üzere görev almış firmalar bile Alanya’da artık her işletmeye gitmiyormuş. Geri dönüşüm çöplerin günlerce beklediğini söyleyenler var.
Bir başka okur yorumu ile bitireyim yazıyı.
İsmail Demir özetle demiş ki ‘Gaye Hanım günaydın. Çalışmalarınızı alkışlıyorum fakat; şu sorum olacak. Kimin umurunda betonlaşmak, ya da Alanya Petrol tankları yerleştirmek ya da Kaz Dağlarına beton evler dikmek? Bunlar menfaat ve çıkarcı olan kişilerin işidir. Her daim haklı olarak yapılan eylemlerdir. Yanlış olan, yapılmaması gereken yerlere yapı yapılması. Fakat ne yazık ki Alanya’da görüyoruz, Alanya’da hizmet edecek insanlar bir kenara atılıp ahbap çavuş ilişkileri yürümektedir. Naçizane fikrim siyaset olsun, odalar olsun, sivil toplum kuruluşları olsun gerçekten Alanya’ya hizmet edecek kişilerin yola çıkmasının zamanı geldi, geçmektedir.’
İsmail Bey çok güzel özetlemiş, bugünü kurtaralım derken yarını karartan sistemi.
Şimdi bir daha düşünün duyarsız mıyız? abartılı mı?