Alanya turizmi son yıllarda felaketlerle sınandı. 2016 yılında uçak krizi, 2020 yılında covid salgını ve dünyada yaşanan ekonomik buhranlar, yerel ve ulusal alanda bazı yaptırımları esnetti. Krizle beli bükülen sektörün paydaşlarına dokunmamak sözsüz bir iletişim şekli oldu. Bazı sorunları görmemek, gördüklerini daha hafif cezalandırmak genel bir eğilim halini aldı. Şehirde uzun zamandır Turizm Koordinasyon Kurulu toplanmadı. Dolayısı ile sorunlar tüm tarafları ile aynı masanın etrafında konuşulmadı. Bu sezon hepsi birden yeniden patlak verdi… Önce taksiciler gündem oldu. Fahiş fiyat uygulaması, disiplinsiz davranış şekilleri ile taksiciler gündeme gelince toplantı düzenlendi. Oysa bu sezon idarenin gündemine giren sorunlar geçen sezonda vardı. Geçen yıl, Cumhuriyet Mahallesi’nde görülen taksi krizi için günlerce yayın yaptığımızı rahatça söyleyebilirim. Bu yıl pek çok durağa sirayet edince denetim akla geldi! Onda da taksileri denetleme ile yetkili Antalya Büyükşehir Belediyesi görevlileri bu toplantıya davet edilmedi… İskele bölgesinde son yıllarda ciddi manada sıkıntılar olduğunu hepimiz biliyoruz. Kurtarılmış bölge olmasın, iskele birlerinin hegomanyasına girmesin diye uzun yıllardır verilen çaba yıllar heba oldu. Yerli halk yürüyüş yapmak için İskele’ye gitmediğinden beri bölgede turistler sıkıntı yaşıyor. Ne zaman ki iskele meydanında uygunsuz video ortaya çıktı, arkasından sokak ortasında bir turiste altı kişi saldırdı o zaman görünürlük akla geldi. Denetim, inceleme artırıldı. Son yaşanan safari kazası ve 3 kişinin hayatını kaybetmesi olayı şimdi gözleri bu noktaya çevirdi. Oysa yıllardır var sorun. Birkaç gün denetim yapılır, sonra her şey eski halini alır. Tıpkı diğerleri gibi. Tek taraflı eleştiri ve suçlamadan yana değilim. Elbette herkes şapkasını önüne koyup düşünecek ancak, yasa ve yönetmelikler toplum düzenini sağlamak içindir. Yani denetim mekanizması ağır çalışır, geriden gelirse düzen bozulur. Safari kazasından sonra bir çok yorum yapıldı. ‘Safari aracının suçu yok. Otomobil sürücüsü kazaya neden oldu?’ deniyor. Olabilir. Ancak bu safari jeeplerinin durumunu tartışmamıza engel değil. Kaza yaşanmadan konuşmalıyız ki çözümü olsun. Trafikte dikkat dağıtan, gürültüye neden olan, hayati riski açık safari araçlarının denetimsizliği bir yana; Alanya’nın güzel yayla ve köylerine düzenlenen bu turların çölde gezinti havasında pazarlanmasını anlamak çok zor. Uçurum yollardan geçilecek, zaman zaman bozuk zeminde ilerlenecek ama hiç bir tedbir yok. Sadece üstü değil, dört yanı açık araçlarda, emniyet kemersiz, ayakta ve kuduruk halde safari turu yapmanın nasıl bir açıklaması olabilir. Tur şirketlerinin standartları uygulaması, çalışanların buna uyması zorunlu olmalı. Uymayan sürücü ve personele önce şirket ceza vermeli. Olmuyor mu? O zaman denetimler sayesinde devletin bu işi takip ettiği gösterilmeli, cezai yaptırımlar olmalı. Boş safari aracını denetlemek ile çözüm olmayacağı bilinmeli… Cikcilli Mahallesi 103 Sokak son yıllarda safaricilerin tur güzergahı oldu. Saat 20.30'dan sonra gürültülerini geçtim, hoplama-zıplamaları bir yana hız ve araçların yarış hali tehlikeli. Mesela bu adreste sessizce denetim yapılabilir. Haftanın 2-3 günü bu durum yaşanıyor ve tur firmaları önlem almıyorsa gereğini yapmak mahallelinin görevi değildir sanırım….