Alanya Gazeteleri’nde pazartesi TÜRKİYE CUMHURİYETİ 100 YAŞINDA başlıklı bir ilan yayımladı. 12 madde ile cumhuriyetin kazanımlarının anlatıldığı ilanın altında yer alan imza çok tanıdık bir isimdi. Böyle bir ilan yayınlamayı düşündüğünü söylediğinde çok şaşırmadım ama yine de meraklandım ve sordum ‘Neden?’ diye.
İsterseniz önce ilanı okuyalım, sonra nedenini…
İlanda özetle şunlar yazıyordu:
1-Cumhuriyet, çok kan ve gözyaşı dökülerek kazanılan bir İstiklal savaşıdır.
2-Cumhuriyet, Doğu’nun Birinci Dünya Savaşı’nın galibi olan şımarık, kibirli, vahşi emperyalist Batı’ya karşı zaferidir.
3-Cumhuriyet, tarihi tersine çevirendir: Tarihin normal akışını simgeleyen Sevr Antlaşması’nı yırtan, onun yerine tarihi tersine çeviren Lozan Antlaşması’nı koyandır.
4-Cumhuriyet, toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel dönüşümdür:
5-Cumhuriyet, sadece toplumu değil, bireyi de bağımsızlaştıran ve özgürleştirendir.
6-Cumhuriyet kadın özgürlüğüdür
7-Cumhuriyet, çağdaş eğitimdir
8-Cumhuriyet, sevgidir, dostluktur, insanlıktır, barıştır: Düşmanlarıyla bile barış ve dayanışma aramaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle “Yurtta sulh, cihanda sulh”tur.
9-Cumhuriyet, akıldır, bilimdir, çağdaşlıktır,
10-Cumhuriyet, laiktir: İnançları devlet aygıtının dışında tutmak, bütün inançlara eşit uzaklıkta olmak, hepsini ve inançsızları da korumaktır.
11-Cumhuriyet, sosyal devlettir: Fırsat eşitliği ve sosyal adalettir.
12-Cumhuriyet, hukuk devletidir: Bütün vatandaşların Temel Hak ve Özgürlüklerinin devlete ve birbirlerine karşı eşit olarak korunmasıdır.
Metnin altındaki imza Mehmet Hacıkadiroğlu’na aitti.
Yıllar öncesine gittim.
Cumhuriyetin 75. yılında özel takvim bastırmıştı.
Uzun yıllar düzenli olarak işletmesinde Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. Dört tarafı balonlarla süsleyip sabahlara kadar 10. yıl marşını söyletti.
Dağıttığı Atatürk tşörtlerini hala hatıra olarak saklarım.
Lozan Barış Anlaşması’nın 100. imza yılında yayınlanan ilanın içerdiği anlam kadar Mehmet Hacıkadiroğlu’nun vermek istediği mesaj da önemliydi. Mehmet Abi ilan yayınlarken Cumhuriyetin 100. yılına yönelik kutlama programlarının yetersizliğine dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak istemişti.
Dedi ki: ‘100. yıl kutlaması için herkes Ekim ayını bekliyor. Oysa Cumhuriyet ve bağımsızlığımız günler, aylar, yıllar süren savaşlarla kuruldu, kazanıldı. Bir tek 29 Ekim haftasında değil, 100 güne yayılan, bir yıl sürecek kutlamaları hak etmiyor mu? Neden yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları kutlama için Ekim ayını bekliyor. Şimdiden başlasın coşku. Yayla şenliklerinin teması neden Cumhuriyet olmadı? O yaylalar bugün bize yurt ise geçmişte ödenmiş bedeller sayesindendir.’
Bu cümlelerin ardından söyleyecek tek kelime bulamadım.
Günler, haftalar, yıllar değil; bir ömür kutlasak yetmez.