2019 yılının son aylarında “Pandemi” ile yüzleşmeden önce bölge ve ülke ekonomisinin can damarlarından olan Turizm ile beklentilerimiz dillendirildiğinde ortaya konan resim büyük umutlarla dolu idi. Ancak yaşanan salgın tüm dünyadaki tatil amaçlı olsun, iş veya başka amaçla olsun seyahat hareketlerini durdurdu. Salgın öncesi konuşulan “orta gelirli turist” tuzağına mı düşüyoruz yaklaşımları ve üst gelir gruplarını ülkemize nasıl çekeriz tartışmaları salgın sonrası gelen her turistin ne kadar değerli olduğunu ortaya koydu. Ülkemiz açısından bakıldığında Temmuz itibarı ile sınırlı bir hareketlenme gerçekleşse de 2020 beklentileri düşünüldüğünde hem gelir anlamında hemde gelen kişi sayısı anlamında “can suyu” olmaktan öteye geçemedi..

Şimdi bu soru işaretleri ile kış dönemine giriyoruz.

Tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkileyen bu süreç orta ve alt gelir gruplarını olumsuz etkilemiş ve etkilemeye devam ediyor. Ülkemize oluşan talebin yapısına baktığımızda yaşanan bu sıkıntının etkilerinin bir süre daha devam etmesi muhtemel gözüküyor. Bu arada etkisinin bir süre daha devam ettirmesi düşünülen pandeminin bölgemize ve ülkemize ulaşan talebinde tekrar canlanmasının önümüzdeki yıllara yayılacağını söylemek daha gerçekçi bir yaklaşım gibi duruyor.

Bu aslında seyahat çemberimizde bulunan tüm ülkeler için geçerli. Seyahat sektörü gerek ekonomiye verdiği katkı gerekse seyahatin bir ihtiyaç haline dönüşmesi sebebi ile tüm ülkelerinden çözmesi gereken ana sorun olarak ortada duruyor. Her ne kadar bunu kendi ülkelerinde çözme çabaları yaşansa da bunun pratikte ülkeler arası seyahatler için tasarlanmış ekonomik sisteme verdiği zararın önüne geçilemediği anlaşıldı.

Mart ayından bu yana yaşanan bu durgunluktan hem havayolları hemde operatörler bağlamında etkileri daha görünür biçimde hissedilmeye başlandı. Tüm dünyada turizm sektöründe direk veya dolaylı olarak emek veren yüzbinlerce çalışan şimdilik farklı yöntemlerle sınırlıda olsa gelirlerini alsada bu etkinin bir süre daha devam etmesi durumunda işlerini kaybetme riski ile karşı karşıya.. Bazı önemli oyuncular pazardan çekilmeye yada birleşme yolu ile bu dönemi atlatma planları yapmaya başladılar.

Önümüzdeki kış ve takip edecek yaz aylarında seyahat kısıtlamasını en sert uygulayan ülkeler bile bu ekonomik döngüye daha fazla zarar vermemek için pandemi devam etse bile seyahat hareketlerinin daha fazla sekteye uğramaması için çalışmalarını yoğunlaştırmaya çalışıyor..


Tüm hükümetler dünya ölçeğinde düşünüldüğünde en çok etkilenen sektör olan seyahat sektörünün belki yeni normallerle dahi olsa başlaması için yoğun bir çaba içerisinde..

“Yeni normallerle Turizm” bundan sonra sektöre damgasını vuracak gibi görünüyor..

Yoğunlaşan bu çalışmalar içersinde özellikle ülkemizi ziyaret eden misafir profilinin fiyat kalite dengesine daha fazla yöneleceği, sağlık endişelerini daha fazla dillendireceği göz önüne alındığından 2021 ve takip eden birkaç yıl daha çalışmalarımızı bu yönde yoğunlaştırmamız talebin ülkemize oluşturulmasına katkı sunacaktır.

Burada bize düşen en önemli görev vakaların kabul edilebilir seviyelerde seyretmesi için uyarı ve tavsiyeleri dikkate almamız..