Polis geçmişte, hırsız-uğursuz yakalar, fuhuş yapanlara mani olur, çetelerin peşinde koşardı. Kavşaklarda trafik akışını sağmak için elinde düdüğü ile bazen bir varilin içinde, bazen açıkta bekleyen polisleri ise hepimiz biliriz.
Günümüzde teknik değişti. Gerek çalışma sitemi ve yöntemi, gerekse teknik donanım. Alışılagelmiş suçla mücadele dışında, bilişim yolu ile içlenen suçlara karşı SİBER Suçlarla Mücadele, narkotik ve organize suç örgütlerine karşı İSE teknik ve fiziki takip, terör eylemlerine karşı emniyet ve diğer birimlerinin istihbarat yapılanmaları ile çok başarılı işler yapılıyor. ‘Bunlar zaten polisin asli görevi’ diye düşünülebilir. Haklısınız da. Ama günümüzde adli olaylarla mücadele dışında birde çok özel çalışma yürüten, operasyonel faaliyetlerde görünmeyen bambaşka bir yüzü var emniyetin.
Polis denince, kulaklıkla dinleme yapan, telsizle talimat veren, duruma göre copunu, gazlı, sulu ya da ateşli, silahını kullanan; kimisine göre keşke beni de gezdirse denen yunus ekipleri aklınıza geliyor olabilir. Gerçi son dönemde “Mini Cupper” furyası başlayınca teşkilatın sempatik bir yüzünü daha ortaya çıktı.
Yazı konumuz Polisin bambaşka yüzü meselesi…
Alanya ölçeğine indirgersek meseleyi Emniyet Müdürü Alper Avcı’nın himayesinde; teşkilat mensupları gerek şehit yakınları, gaziler ve aileleri, gerekse huzurevi sakinlerini belirli periyotlarla ziyaret etmekte. (Bir dönem taziyelere gidiliyordu bu uygulama sona erdiyse tekrar başlamalı). Polisi, hep gaz sıkarken, TOMA ile su sıkarken veya trafikte ceza yazarken anımsamamak gerek. O yüzden yapılan bu ziyaretler çok anlamlı. Çünkü vatan için can veren gazi olan insanların kapısı, sadece acının sıcaklığı anında değil her zaman çalınmalı.
Toplum Destekli Polislik (TDP) Büro Amirliklerince yürütülen bu insani çalışmaların yanında bir de suç oluşmasını engelleyici faaliyetler ve şehir tanıtımı için yapılan fevkalade işler var, görmezden gelemeyiz. Alanya TDP Büro Amirliği bu çerçevede son 6 yıldır farklı dillerde 160 bin şehir haritası bastırıp turistlere dağıttı. Son hazırlanan 3 farklı dildeki harita ise Alanya Kalesi’nin tüm gezi yollarını ve ziyaret noktalarını gösteren güzel bir çalışma oldu. Hazırlanan haritayı polis bizzat teleferik, Kızılkule ve Alanya Kalesi’nde dağıtırken, aynı zamanda personel yetersizliği nedeniyle görevini icra edemeyen turizm müdürlüğüne de destek vermekte. Vermekte diyorum aslında turizm müdürlüğünün yapması gerekiyor bu tür faaliyetleri. Ancak Ankara’dan bakınca “İlçe” olarak görünen Alanya’ya yeterli personel göndermedikleri için mevcut personel sadece basit denetimleri vs yerine getirebilmekte. (Burada görev siyasetçilere düşüyor)
Sadece harita dağıtmakla kalmayan TDP Büro, hazırladığı hırsızlık, yankesicilik, ATM dolandırıcılığı, motosiklet kazaları gibi konularda vatandaşı uyarmak adına 200 bin farklı broşürü kapı kapı dağıtıp, motosikletlere astı. Polis, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in desteği ile hazırladığı hikaye ve boyama kitaplarını da ziyarete gittiği kreş ve anaokulu öğrencilerine vererek hem kendini sevdirip hem de öğretici faaliyette bulunmayı da ihmal etmiyor.
Kamu spotu niteliğinde hazırlanan 50 dolayında video ise sosyal medya hesaplarında 1 milyon 200 bin kez görüntülendi. Bu çalışmaların tasarım ve proje aşamasını TDP Büro personelinin hazırlaması ise önemli bir ayrıntı. Diyeceğim o ki, polis sadece adli olaylarla anılmıyor artık. İnsani faaliyetlerle de toplumda farklı bir algı oluşturmaya çalışmakta.
Bugün itibariyle polis ve jandarmaya yine büyük sorumluk düşüyor. Malum okullar açıldı. Okul önlerinde motosiklet ve diğer araçların güvenliği tehlikeye düşürecek hareket ve hızda ilerlememesi için iş ilk günden sıkı tutulmalı. Okul çevrelerinde deyim yerindeyse kuş uçurmadan hata yapanların gözyaşına aldanmamak gerekiyor.