Hem Alanya hem de Gazipaşa geçmişten beri siyasetin önemli kentlerinde olmuştur. Yeri geldi kendi siyasetçilerini yetiştirdi yeri geldi yetişmiş siyasilerin ilgi odağı oldu. En son 18 Mart CHP lideri Özgür Özel Geçen cuma günü Alanya ve Gazipaşa’ya geldi. 
CHP lideri Özel, Alanya’da seçimi kazanın tebrik edip çayınızı içmeye geleceğim sözünü tutmuş oldu. CHP İlçe Başkanlığı’nda partinin 28 yıllık emektarı Kemal Deke’nin ikram ettiği çay bardağını alıp namı diğer ‘Çaycı Kemal’i onore etmesi büyük incelikti. ‘Çocuklar Duymasın’ın o meşhur ÇAYLARRRR repliğini kullanmadan tüm emekçilerin gururunu okşadı.
Belediyede de makam çıkarken karşılaştığı birim çalışanlarını makamda içtiği çay sonrası meclis üyeleri ile toplantı yapacağı katta bulunan imar personelinin de hatırını sorması da yine bir başka nezaketli davranış örneği ile tanımlamak mümkün. Kale ziyareti ve oradan şehre ilişkin brifing alması güzel olmakla beraber işi organize eden ekip lideri ben olsaydım mutlaka Alanya 6. Kitap Fuarı’nın açılışını da araya sıkıştırırdım gerekirse Kale turunu gerekirse bir bardak çayı feda ederek.  
Özel’in ziyaretinin miting havasında bir toplantıya dönüşmemesi için planlama yapıldı. Seçimi kazanılmasında emek sarf eden yönetim kurulu ile dar kapsamlı görüşme yapıldı. Alkışlarla karşılandı gelişini öğrenen vatandaşlarla samimi tokalaşmalar oldu. Hülasa kalabalık olması istenmedi, peşreve gerek yok denildi. 

Gariplikler ülkesi

Gündem ‘yenidoğan çetesi’ olunca bu duruma duyarsız kaldığına yönelik propaganda da beraberinde geldi. Ancak Özel, “Bu soruşturma nereye kadar gidiyorsa gitmeli, kime uzanıyorsa uzanmalı, para uğruna gözünü kan bürümüş bu alçakların canına okunmalıdır” sözlerinin ardından yaşanan vahim olayları incelemek ve araştırmak amacıyla’ bir heyet görevlendirdiğini de duyurdu. Siyasetçilerin yapması gerek budur. Yoksa hakim savcı yada kolluk kuvveti değiller. Hükümette soruşturmayı hassas şekilde sürdürüp adı geçen hastanelerin ruhsatını iptal etti.
Tam da bu noktada Özgür Özel’in şu sözlerinin gereği yapılabilir “OHAL ilan etmeye gerek yok. O hastanelerin hepsini bir gecede kamulaştıralım. O hastanelere devlet eliyle direkt kayyum atanmalı, yasal düzenleme salı günü Meclis'ten oy birliği ile geçirilmelidir”. 
Burada önemli olan bu çete sadece prematüre bebeklerimi hedef aldı yoksa palyatif vakalar, diğer ağır yoğun bakım hastaları da para uğruna öldürüldü mü?
Böyle bir çete varsa sadece İstanbul’da ki hastanelerle sınırlı kalmaz. Memleketin dört bir yanında özel hastaneler var hepsinde olmasa dahi çoğunda yeni doğan bölümü mevcut. 
Antalya’da sağlık müdürlüğü, savcılık bir inceleme başlattı mı ya da başlatacak mı?