Yaklaşmakta olan 31 Mart yerel seçimlerinde bir tane belediye başkanı adayı Alanya’da Belediye Başkanı olma şerefine erişecek. Adaylar seçim sandığından Alanya halkının onayını ve desteğini alarak bu şerefe erişebilmek için hummalı bir çalışma içindeler. Her aday çalışma ekibi ve parti teşkilatlarıyla ellerinden geldiğince çabalayıp efor sarfederek kendilerini tanıtıp anlatarak, toplantılarla, ziyaretlerle, sosyal medya mecralarıyla, reklam ve promosyonlarla, proje ve tanıtımlarla bu işi göğüslemek için uğraşmaktalar. Seçim çalışmaları yapılırken Alanya Belediye başkan adaylarının vaat ettikleri projelere bakınca tarzlar veya anlatımlar farklı olsa da sonuç itibarıyla aynı sorunlar çevresinde buluştukları ve bu sorunları çözmek için işin özünde aynı vaatler verdikleri görürsünüz. Bu benzer proje ve vaatleri görünce tüm başkan adaylarının az veya çok Alanya’nın belli başlı sorunlarına vakıf olduklarını anlarız. Ama günden güne büyüyen Alanya’nın sorunlarının hiç küçülmediği aksine paralellik teşkil ederek kronikleştiğini de bu anlamda analiz edebiliriz… Yani yeni seçilecek belediye başkanını zor ve meşakkatli bir süreç beklemekte. Bu zor sürecin çaresi de başta liyakatli kadro, ekonomik kaynaklar, tasarruf ve şeffaflıktan geçmektedir.. Gelelim asıl konumuza; Şu günlerde gözlerimiz gündemimizi meşgul eden yerel seçimlerden başka hiç bir şey görmese de, 31 mart yerel seçimleri öncesi ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ve gidişatın ne olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekir.. Önümüze konan ekonomik verilerin rakamları doğru veya yanlış ne olursa olsun. Görünen tablo hiç de iç açıcı bir durum göstermemektedir. Hayat pahalılığı, faiz, döviz ve enflasyon almış başını hiç durmadan, yorulmadan ara vermeden zıplaya zıplaya gitmektedir. Seçim öncesi iyice baskılanmış olarak gerilen bu ekonomik durum acaba seçim sonrası bir nisanda karşımıza sürpriz yerine ekonomik şok olarak çıkabilir mi? Sorusunu da kendimize sormalıyız. Hem de belediye başkan adayları bunu şimdiden bilip tedbirlerini almalıdırlar. Çünkü görünen tablo dahada zor bir hal alırsa İşte o zaman belediye başkan adaylarının vermiş oldukları birçok söz ve vaat daha başlamadan sonlanarak havada kalacaktır. Onun için verilen vaat ve sözlerin nasıl gerçekleşeceğinin ve bunun kaynağının nereden sağlanacağının da iyice düşünülmesi gerekmektedir. Ayrıca her proje ve yatırımın mevcut devlet kaynaklarından yapılacağını düşünerek vaat vermek; günümüz Alanya’sında devlet tarafından başlatılmış veya ihale edilmiş projeleri göz önünde bulundurunca da bunun yanlış bir düşünce olarak karşımıza çıkacağını görürüz. Öyleyse seçildikten sonra Alanya Halkını pişman etmemek için; sözler ve vaatler verilirken ayağı yere basmayan, yapılabilirliği olmayan, kaynağı bulunmayan, hayalden öte geçemeyecek vaat ve sözlerden imtina edilmelidir. Bu haftalıkta Alanya için Hayırlısı olsun diyerek yazımıza noktamızı koyalım. Kalın sağlıcakla….