Hadi insanlardan konuşalım.
Hayatımızda olanlardan ya da hayatımızdan çıkanlardan.Yani bizden..
Kimi ne ara ne kadar seviyoruz? Hayatımızın neresine ne kadar dahil oluyorlar? Bilmiyoruz. Yalnız şu var ki geldiklerinde doldurdukları yerden çok daha büyüğünü bırakıyorlar gittiklerinde.
İhtiyacımız yokken, hatta isteyince kocaman olabilen gönlümüzde yer yok zannederken gelenler; giderken kocaman bi boşluk bırakıyorlar içimize.
Çoğumuzun içinde kuyular var..
Peki ama neden? Sonra nasıl? Sevmek güzel ama alışmak; sigaraya, alkole ya da benzeri zararlı bir maddeye açılmaktan çok daha tehlikeli. Ama alışkanlık değil vurulduğumuz, çöktüğümüz. Hayallerimiz...
Çünkü bir insan hayatımızdan çıkıp gittiğinde sadece bir insan çıkıp gitmiş olmuyor. İçinde bulunduğu günlerce belki yıllarca kurulmuş hayalleri de beraberinde götürüyor. Böylece tek bir kişinin yokluğunu kaldırabilecek olan biz, onca hayalin yokluğuna dayanamıyoruz. Hoş nelere dayanmak zorunda kalıyoruz.
Nelere alışmıyoruz ki.
Alışıyoruz değil mi? Bir zaman nefes gibi hissettiğin yokluğunda ne yapacağını bilmediğin birini gün geliyor hatırlamıyorsun bile.
Bazen unuttuğumuz için sövüp saydığımız hafızamıza bazen unuttuğu için teşekkür etmeliyiz.
Teşekkürler hafızacım...