İlişkilerimizde bizi en çok üzen beklentilerimizin karşılanmaması. Acaba hiç beklentiye girmemek mı doğrusu, bunu başarabilir miyiz, mümkün mü? Mümkün değil. Sevgisi en saf, katıksız, beklentisiz olan annenin bile evladından beklediği bişeyler mutlaka oluyor. Beklentiyle kurduğumuz her ilişkiden mutsuz olduysak bir yerlerde bir yanlış var bunu kabul etmek gerekir.
Huzursuzluğun kendimizden kaynaklandığını anlamalıyız.o zaman karşındakine fazla değer vermekle olduğundan çok görmekle, varlığından fazlasını beklemekle suçluyor insan kendini. Bir daha kimseden bişey beklemeyeceğim diyorsun sonra bi ilişki başlıyorsun yine aynı hataları yineliyorsun.
Nilgün Marmara' nin beklentim yokmuş gibi davranıp, içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum dediği gibi hissediyoruz. Huzursuzluğun kendimizden kaynaklandığını anlamak gerek.
Oysa insanı acizliğiyle, eksikliğiyle, sorunları ve sıkıntılarıyla kabul ettiğimizde yükümüz hafifliyor. İnsanı insanlığıyla anladığımız zaman bize yapılan haksızlık da, kötülükte küçülüyor. Beklemeseydik üzülmezdik canımız yanmazdı anlıyoruz. Onun arkadaşlığı o kadar, anneliği bu kadar, babalığı bu kadar, sevgisi,arkadaşlığı bu kadar diyebilmekte tek sorun.
Yine kimseye kusur bulamadık işte bişeyler değişmeliyse bu sen olmalısın. Bi taraftan biz de insanız kendimizden çok beklentiye girip kendimizide çok hırpalayıp üzmemeli.