Hayatımızda olmasını istediğimiz ne çok şey vardır. Bazıları gerçekleşir, bazıları ise olmaz. Bazıları beklemeden gelir, bazılarına da hiç dokunmazsın, imkansız görür; üstüne hayal bile kurmaya gerek göremezsin. O kadar uzak görünür. İmkansızı beklersin.
Ama ne olursa olsun, hayata tutunmak için ekmek, su gibi temel ihtiyaçtır umut.
İsteğin, hayalin, arzun bazen de sadece yaşamak için verdiğin çabanın kaynağıdır umut. Ne zaman bi boşluğa düşüp yalnız hissetsen, ya da dertlerin seni dibe çektiğinde ona tutunmalı, ama öyle böyle değil, kanının son damlasına kadar, son saçına, kaslarındaki son gücüne, cebindeki son kirana kadar tutunmalısın. İşte o zaman Will Smith’in  “umudunu kaybetme” filminde işi aldıktan sonra bütün kalabalığın içinde kendi kendini alkışladığı sahnedeki gibi; kendini alkışlayabilirsin. Çünkü o senin hakkındır. Verdiğin mücadele için, asla kimseden takdir beklemeyeceksin. Çünkü o senin yolun, vazifen, var olmanın gereği, hayata karşı borcundur. En güzel ve ilham verici hikayeler umudunu hiç yitirmeden savaşanların hikayesidir. Umutlu ol. Umut ol. Mutlu ol.