Adana, Mersin ve Niğde'de son bir ayda 12 kişi metil alkol nedeniyle hayatını kaybetti, görme kaybı gibi kalıcı sağlık sorunları da yaşanıyor. Geçmişte bu konuda Alanya’nın sicili de parlak değil. Buna rağmen tüm yaşanmışlıklardan bazı embesillerin ders çıkarmadığı da ortada.
Alanya'da son dönemde Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde jandarma ve polis kaçak ve sahte içki mücadelesini amansız sürdürmekte. Ancak mevcut yasal düzenlemeler bazen sadece kolluk kuvvetlerinin değil adliyenin de elini kolunu bağlamakta. Turizm sezonun başlamasıyla birlikte ilçe genelinde polis ve jandarma kuvvetleri 15 bin litre dolayında kaçak/sahte içki ile binlerce dolum yapılacak içki şişesi, etiket, kapak, bandrol vs. ele geçirdi. Üstelik içkilerin bir kısmı Mahmutlar, Okurcalar’da 2 farklı otelde ele geçirildi. Ayrıca Okurcalar bölgesinde içki baskını yapılan otel işi abartarak müşteriye verilmiş gibi gösterdiği odada sahtecilik/ kaçakçılık faaliyetini yürütürken baskın yapılınca tutuklandı. Son olarak geçtiğimiz günlerde ilçe merkezinde bir kebapçıya yapılan baskında işletme sahipleri/çalışanları denetime giden gıda ekibine sanki secdede yakalanmışlar gibi pervasızca saldırmaya kalktı. Allah’tan, devletin yeri geldiğinde kadife kadar yumuşak olan, ancak icab ettiğinde çifte su verilmiş çelik gibi olan yumruğu var da, saldırı girişimleri başlamadan bertaraf edildi.
Şimdi önce biz hafızaları tazeleyelim.
Tarih 26 Mayıs 2011’i gösterdiği, Türk turizmi ve Alanya için kara bir gün yaşandı. Alanya merkezli bir gezi teknesiyle Bodrum’da mavi tura çıkan Rus rehberlerin 5’i, sahte alkol kullanımı nedeniyle ölmüş, olaydan sonra Alanya ve Bodrum arasında yapılan operasyonlarda alkolü pazarlayan firma yetkilisi 4 kişiyle gözaltına alınmıştı. Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonunda, ölümler nedeniyle kişi başı 90’ar yıl, yaralamalar ve taksirle ölümler nedeniyle ise tekne yetkilisi 3 kişi 7 yıl 6’şar ay hapis cezası almıştı. Hatırlayan olursa firmanın Alanya’daki teknesinde de o dönem yüzlerce şişe sahte alkol ele geçirilmiş ve o yıl devlet yurt genelinde çok ciddi denetimler yapmıştı.

Müşterilerinin canını hiçe sayarak verdikleri ne idüğü belirsiz içecekleri satıp para kazanmayı kendilerine hak gören ahlaksızlar, iş denetime gelince ‘kardeşim bizi mi buldunuz denetleyecek, gidip üreteni denetleseniz ya’ diyecek kadar da alçaklar. Be mübarek madem üretenden rahatsızsın, devletin polisine, savcısına, jandarmasına o ticareti yapmadan, ‘filanca kişi piyasayı zehirleyecek’ diye bir telefon açsan ya. Diyeceğim o ki devletin mücadelesi bu konuda kararlılıkla sürüyor, bundan sonra da sürecektir. Ancak bilerek içen ve satanlar uslanmadığı sürece zaman zaman üzücü haberler almaya devam edeceğiz. Metil alkolün insanı kör edip öldürdüğü bilimsel bir gerçek. ‘Elinizi vicdanınıza (şayet var ise) koyun ve bu alengirli işlere girmeyin’ diyorum. Etil alkole biraz içki konsantresi dökerek limonata yaparcasına piyasaya alkol sürenler, siz de; masum olduğunuzu düşünmeyin.
Hem kel hem fodul derler ya ikinizde daha betersiniz. İçkilerde bulunması gereken alkol çeşidi etanoldür (etil alkol). Sahte içki yapımında kullanılan metanolden (metil alkol) ise 25 gram içilirse, bu madde insanlarda körlüğe neden olur hatta o kişilerin ölümüne dahi yol açar.
Şayet gerçek fikrimi sorarsanız, herkes kötülüklerin anasından uzak dursun derim.