"Yalanın en masumu beyaz olanıdır ama yalan yalandır yine de. "
Yazılarımdan dolayı sosyal medyayı yoğun kullananlardanım ben de. Ayrıca memleketten uzak olanlar bilirler, aile, dost, akraba bu çatı altında toplanıyor. Her neyse, sosyal ağda video uğruna atla sokak ortasında gezenleri, tıklanma adına ezan şakası yapanları gördük. Bu gidişat nereye gidiyor dedik!
Başaranlar mutlaka başarısızlığı da bilir. Ama sosyal mecrada başarısız kimseyi göremezsiniz. Bütün evler olağanüstü düzenli, güzel, adeta müze. Anneler ve çocuklar da keza öyle. Mutfaklar dolmuş, taşmış. Ekonomik sıkıntılar o mahallelere hiç uğramıyor. Dün ünlenmiş bugünkü "ünlü" çok merak ediyormuşuz gibi "Ben oruç tutmam" diyor. Tut ya da tutma, kime ne? Ama öyle olmaz, çeşitli yönlere çalışan insanlar var. Yani her paylaşım dürüstlük içermiyor.
Anneler dedim, evler dedim, yemekler ve mutfaklar dedim. Başarı dedim ve renkli yalanlar diye eklemek isterim. Video içerik hazırlamak büyük uğraş ve zaman ister. Hemen hemen film çekmek gibi bir şey. Maddi anlamda gelir elde eden anneler ne kaybediyor dersiniz?
Gençler estetik meraklısı oldu çıktı. Neden mi? Renkli yalanlar yüzünden. Artık herkes yıldız, herkes önemli olmak istiyor. Güzellik mi?
İlkokul öğretmenimiz derdi ki, bir insan çok güzel olabilir ama onunla ilgili kararı konuşmaya başladığında verin. Zira lisan ve üslup her şeydir. Günümüzde en büyük eksiklik üsluptur. Nerede narin, ince insanlar? Güzel konuşan, kibar davranan insanlar? Sakız patlatan gençliğe neyi nasıl anlatalım? Her iki kelimesinin biri küfür olmuş insanla neyi konuşalım?
Bir proje kurbanı mıyız? Evet, kesinlikle! Kurtuluş yok mu? Var; çok okuyacağız, çok düşüneceğiz ve geleceğe bakarken geçmişimizi, özümüzü mutlaka yanımıza alacağız...