Özellikle turizm bölgelerinde ekonomik anlamda pozitif katkısının son yıllarda daha fazla ön plana çıktığı seyahat hareketlerinin sürdürülebilir olması ve bu katkının artarak diğer nesillere aktarılması bölgelerin ve ülkelerin ana hedefleri arasındadır. Bunu gerçekleştirmenin ana unsuru bu seyahat hareketlerinin turist çeken bölgelere verdiği zararı en aza indirmektir.
Bu yüzden turizm gelir getirici bir unsur olarak görülürken aynı zamanda çevre ve kültürel yapıda oluşturacağı aşınmaları da dikkate alacak çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Evet seyahat hareketleri toplumsal refahı ve kültürel zenginliği beraberinde getirir ancak yerel halkında hassasiyetleri bu hareketlerin geleceğini belirler. Özellikle bu hareketlerin yoğun yaşandığı İspanya ve Yunanistan da zaman zaman yerel halkın artık “turist istemiyoruz “ seslenişleri bazı konulardaki hassasiyetlerin tam olarak karşılanmamasından kaynaklanmaktadır.
Her ne kadar Pandemi döneminde durağan bir görüntü çizse de önümüzdeki dönemlerde yine eski günlerine dönmesi beklenen bu hareketlerin geleceği bugün ne yaptığımızla doğru orantılıdır.
En basitinden son zamanlarda yaşanan konut enflasyonunda nasıl bir tehlikenin bizi beklediği ile ilgili sorgulanma dikkatli yapılmalıdır. Kısa vadeli kazançlar uzun vadede karşımıza altından kalkamayacağımız bir yük olarak geri dönebilir.
Diğer taraftan “şehirde azalan konaklama tesisi yatak sayısı” şehir içi hareketlenmenin önündeki en büyük engel olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Haftalık değişen bir ziyaretçi yerine sürekli konaklayanların artması ekonomik girdilere de olumsuz yansıyacaktır.
Bu aynı zamanda seyahat hareketlerine katılan ülke yapısında da değişikliğe yol açacak ve özellikle ekonomik katkısı yüksek ziyaretçi profilini barındıran Kuzey ve Batı Avrupa’dan hareketlerin aşağı doğru gidişine ve seyahat hareketlerinin yarattığı istihdamın nitelik ve niceliğine de negatif etkisi olacaktır.
Kaldı ki Alanya çevresinde konaklayanların şehrin hareketlerine katkı sunması için ulaşım alternatiflerinin artması ve iyileştirilmesi bir süre daha gündemi meşgul edeceği ve kısa vadede çözülemeyeceği ortada iken şehri içindeki konaklamanın da nitelik değiştirmesi önümüzdeki yılların ana konusu olmaya adaydır.
Kamu ve Yerel yönetimlerin öncülüğünde ve şehrin planlaması aşamasında ekonomik ve sosyal faydanın iyileştirmesi, sürdürülebilir seyahat hareketlerinin ana unsurlarından olduğu unutulmamalıdır.
Özellikle kentsel dönüşümün hız kazandığı bugünlerde fiziki büyümenin bu boyutunun da dikkate alındığı çalışmalar turizmin gelişmesine olumlu katkı sunacaktır.
“Konaklama ve yeme içme hizmeti veren tesisinden alışveriş hizmeti sunanlara kadar yeterinden fazla olduğu, ekonomik gerçekliğe uymadığı ve getirdiği negatif etkiler artık kabul ettiğimiz bir gerçek.. Bu tempoyla gittiğimizde bundan sonraki yıllarda da konut enflasyonu ve yarattığı sorunları tartışıyor olmamız sürpriz olmayacaktır.”