İnsanoğlu var olduğu günden bu yana beslenme başlıca temel ihtiyacıdır. Hayatımızın öncelikli ve değişmez gündemlerinden birisi, hayatın devamı için besin bulmaktır. Bu çerçeveyi biraz daha genişletirsek bin yıl önceki, günümüzdeki ve bin yıl sonraki insanın ortak kaygılarından bir tanesi doğal, sağlıklı ve yeterli miktarda temiz gıda ve su bulabilmek olacaktır. Üretim ve teknoloji günden güne artarken, her insan için aynı miktarda doğal, sağlıklı ve yeterli miktarda temiz gıda ve su bulabilmek günden güne zorlaşmaktadır. Bu çelişkinin sebeplerini ve gelecekte bizleri nelerin bekleyebileceğini bugün sizlere anlatmaya çalışacağım. Böylelikle tedbir alma imkânı bulabileceğimizi umuyorum.
Genetiği değiştirilmiş gıdalar, gıda katkı maddeleri ve işlenmiş gıdalar tüm Dünyada giderek yaygınlaşıyor. Köpek balığı geni içeren domatesin, boya katılmış gıdaların, kimyasal bileşenlerle şeker tadı verilmiş besinlerin yol açabileceği sağlık sorunları Dünyada önemli bir endişe kaynağıdır. Bu sebeple elimizden geldiği kadarıyla doğal gıda tüketimini öncelikli tercih yapmalıyız.
Yapay gıda üretimi, yapay et ve benzeri çalışmalar giderek hızlanıyor. Bu durumun sağlığımız için ve doğal beslenme açısından risk oluşturacağını bilmeliyiz. Bu tür yapay gıdalara mesafeli durmalıyız.
Organik tarım alanları giderek daralıyor. Çevre tahribatı ve kirliliğini önlemeli ve tüm Dünyada geniş organik tarım alanları planlamalıyız. Kimyasal tarım ilaçlarına doğal üretim alternatifleri ile dur demeliyiz.
Tohumlar dönüşüme uğruyor ve tekelleşiyor. Ata tohumu ve tohum bankası benzeri projelere değer vererek ve benzer çalışması olan ülkelerle iş birlikleri kurarak, orijinal ve sağlıklı tohumlarla tarımı öncelikli hale getirmeliyiz.
İçilebilir, doğal ve sağlıklı su bulma sorunu giderek daha büyük bir soruna dönüşecek. Dünyanın yüzde yetmişi sularla kaplı olsa da bu suyun %97-98 kadarı tuzlu sudur. Kalan çok az suyun ise çok büyük kısmı tarımda ve enerji üretimi gibi sanayi işlemlerinde kullanılmaktadır. Dünyanın gıda ve enerji ihtiyacının, sanayi faaliyetlerinin giderek artması beraberinde su sorununu büyütmektedir. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, tatlı suyun oluştuğundan çok daha hızlı tüketildiğini tespit etmiştir. Tün Dünyada su seviyeleri giderek azalmaktadır. Buna karşılık su israfına karşı etkili tedbirler almalı ve suyun kıymetini bilmeliyiz. Unutmayalım. Su hayattır!
Birleşmiş Milletler Raporuna göre, Dünyada 1,5 milyar ton gıdanın çöpe atıldığı belirtilmiştir. Buna karşılık her 100 kişiden 11'inin açlıkla mücadele etmekte olduğu, 821 milyon insanın açlık çektiği, 2 milyar insanın sağlıklı gıdaya ve temiz suya erişemediği, her gün ise 25 bin insanın açlık sebebiyle öldüğü görülmektedir. İnsanların bir kısmı israf ederken, bir kısmı açlık çekmektedir. Bugün yaptığımız israf, çocuklarımızın yarınki gıdalarının çalınmasıdır. Ülkemizde ve tüm dünyada acilen gıda ve su israfının önüne geçmeli bunu bir mecburiyet olarak görmeliyiz. Açık büfeleri, aşırı tüketimi, çöpe giden gıdaları önlemek için harekete geçmeliyiz. Sosyal yardımlaşmayı arttırmalıyız.
Çocuklarımızın geleceği için, bizler israfa, gıda ve su kaynaklarının tüketilmesine, gıdaların aslından uzaklaşarak, yapılarının başka biçimlere dönüştürülmesine seyirci kalmamalı ve aktif bir çabayla yaşanabilir bir Dünya için harekete geçmeliyiz. Sağlıkla kalın.