Sosyal medyada bütün platformlarda sürekli dolaşan ve yukarıdaki başlığı içeren bir paylaşım var. Ne istersen ye dedikten sonra istisna örnekler vererek spor ve sağlıklı beslenmenin uzun yaşamaya yetmediğini, kötü beslenen ve zararlı alışkanlıkları olanların da uzun yaşayabildiğini anlatıyorlar uzun uzun. Muhtemelen bu paylaşımı ilk hazırlayan ironi, mizah veya eğlence gibi bir amaç taşıyordu. Ama malumumuz, özellikle genç kuşak başta olmak üzere dünyanın kalbi sosyal medyada atıyor. Bilgilerin çoğunun kaynağı sosyal medya. Her paylaşım ilgi çekiyorsa yanlış, doğru ayrımı yapılmadan geometrik biçimde hızlı olarak yayılıyor. Bu sebeple ben bu paylaşımı ciddiye alıp cevap vermek istedim.
‘Ne İstersen Ye!’ Doğru Mu? Bugüne kadar bu sütunlardan defalarca sizinle paylaştığımız sağlıklı yaşam tavsiyeleri katı yasaklara karşı olmakla birlikte, makul, akılcı ve bilimsel bazı düzenlemeler getirmekteydi. Bu sebeple tabi ki başlık yanlıştır. ‘Ne istersen ye!’ Yerine sağlıklı yaşamak ve güzel bir yaşam sürmek isterseniz doğru, dengeli ve sağlıklı beslenin, hareketli olun, zararlı alışkanlıklardan uzak durun demeliyiz. Sosyal medya paylaşımındaki tavsiye ve örnekler tamamen yanlış mı bu durumda? Madem bu paylaşımdaki örneklere göre uzun yaşamın yolu sağlıklı beslenmeden geçmiyor, neden sağlıklı beslenelim o halde? Paylaşımın sonunda diyor ki; Sonuç? Hayatın tadını çıkar. Yemene bak...?
Bu paylaşımlar sosyal medyada sıklıkla yapılıyor. İşin bilimsel gerçeğini konuşalım o halde. Tıbben her insanın bir genetik kodu var. Ciddi hastalıkların çoğu multifaktöriyel yani sadece genetiğe bağlı değil. Beslenme, hareketlilik vs. bireysel ve çevresel faktörler hastalıkları tetikliyor. Bunların tamamı bireysel. Bir birey için, genetik olarak 100 yıl yaşayabilir iken kötü yaşayıp 80 yıl yaşamak ile başka biri için genetik olarak 70 yıl yaşayabilecek iken iyi yaşayıp 75 yıl yaşaması birbiri ile karşılaştırılamaz. Kanser, diyabet, tansiyon, obezite, kalp, böbrek, karaciğer hastalıkları vs. bunlar çoğunlukla kendi elimizle kendimize yaptıklarımız. Tek mesele ömür uzunluğu da değil. Yaşam kalitesi günümüzde çok konuşulan bir konu. Hastanelerde öyle sıkıntılar çekenler var ki bir anı bir ömür gibi geliyor. Kronik hastalıklar on yıllarca sürüyor. Çoğunun kalıcı tedavisi olmuyor. Komplikasyon dediğimiz hastalığa bağlı ciddi sorunlar sürekli olarak oluşabiliyor. Yaşam alt üst oluyor. Beklenen yaşam süresi uzadıkça yaşlı nüfus artıyor ve yaşam kalitesinin önemi daha çok ortaya çıkıyor.
Sağlıklı, huzurlu, mutlu ve kaliteli bir ömür sürebilmek için; beden mekanizmamıza uygun biçimde, temiz, doğal ve sağlıklı beslenmek, hareketsiz kalmaktan kaçınmak, fazla kilolara dikkat etmek, oksijeni bol açık alanda vakit geçirmek, sigara ve alkol gibi bağımlılık yapan, kanserojen ve birçok hastalığa yol açan zararlı ve gereksiz maddelerden uzak durmak faydalı olacaktır. Bilimsel açıdan çok net olarak; gereğinden fazla yememek, doğal ve katkısız beslenmek, sigara içememek, alkol almamak, hareketli yaşamak, spor yapmak; ciddi hastalıkları önleyerek insanın beklenen yaşam süresini uzatan birer sağlıklı yaşam davranışı. Şaka da olsa kafa karıştıran bir paylaşım olduğu için kısa bir açıklama yaptım. Sonuç; hayatın tadını sağlıklı yaşayarak çıkarabilirsiniz. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.