Kola olarak bilinen gazlı içecek, Dünya genelinde uzun yıllardır çok yaygın biçimde tüketiliyor. Dünyada en bilinen iki örneği içeriği kısmen sır olarak saklayınca kola hakkında çeşitli şehir efsaneleri üretiliyor. Yerel ölçekli birçok meşrubat markası da benzer üretimler yapıyor. Kolanın içinde neler var? Sağlığa zararlı mı? Sosyal medyada, sohbet arasında en çok konuşulan konulardan birisi. Peki gerçekte kolanın içinde iddia edildiği gibi korkunç şeyler var mı? Sağlığa zararlı mı? Bugün bu konuyu detaylı biçimde ve bilimsel dayanaklarla konuşalım.
Kola gazlı bir içecektir. İçinde şeker veya tatlandırıcı, kafein, kola aroması, asit, koruyucu, renklendirici ve karbondioksit içeriyor. Kolanın içindeki şeker miktarı çok yüksek ve kalori yükü oluşturacak boyuttadır. Sürekli içildiği takdirde fazla kilo ve obeziteye yol açabilir. Bazı ürün ve markalarda kullanılan tatlandırıcılar ise şekerden daha riskli ve tüketilmesinden kaçınılmasında fayda olabilecek ürünlerdir. Kafein ise bağımlılık yapabilecek bir madde olduğu için sürekli tüketimi sıkıntı oluşturabilir. Kola aroması ise doğal olarak bir ağaçtan elde edilir.
Genel olarak içeriğin tam açıklanmaması ise ayrı bir risktir. Sağlıklı beslenmek ne yediğini ve içtiğini bilmekle başlar. İçeriği belli olmayan hiçbir ürünün tüketimi önerilmez. Asit olarak fosforik asit kullanılıyor. Kolanın içeriğindeki bu asit kemik erimesini hızlandırıyor. Günde bir bardak kola içen kadınların kemik erimesi sonucu osteoporoz hastası olma riskleri belirgin artmaktadır. Düzenli kola içimi kronik böbrek hastalığına yakalanma riskini iki kata kadar arttırabilmektedir. Böbrek ise en hayati organlarımızdan birisidir. Ayrıca fosforik asit sebebiyle diş sağlığı da bozulmaktadır.
Kolada, bazı markalarda koruyucu madde olarak sodyum benzoat kullanılabilmektedir. Sodyum benzoat ise özellikle çocuklarda olmak üzere, alerji, hiperaktivite ve gen hasarı ile ilişkili bulunmuştur. Düzenli ve yüksek miktarda tüketimi önerilmeyecek bir kimyasal maddedir.
Üretiminde renksiz olan kolaya rengi günümüzde karamel dediğimiz maddenin eklenmesi vermektedir. Karamel şekerin yakılması ile elde edilir. Yakılma işlemi sonrasında vücudumuz için yabancı bir maddeye dönüşür. Vücut tarafından atılmaya çalışılırken bir miktarı lenf sistemine kaçar ve birikir. Lenf sistemi ise vücut bağışıklığımız için çok değerlidir. Amonyum karamel üretimi sırasında ise kanserojen yan ürünler oluşabilir. Karamel tüketiminden kaçınmakta fayda görünmektedir. Günümüzde, iddia edildiği gibi kolanın rengi böceklerden elde edilen karminden gelmiyor. Karamelle renk elde ediliyor. Ama unutulmamalıdır ki karamel birçok sağlık riski barındırabilir.
Aromalar elde edilirken veya saklanırken etil alkolle birlikte saklanabilir. Kolaya katılan aroma etil alkolle işleme tabi tutulduysa, çok az miktarda da olsa alkol içerme riski ortaya çıkabilir. Alkol tüketimi ise sağlık açısından asla önerilmeyecek bir durumdur. Aromaların başka biçimde üretimi ve muhafazası da mümkündür. Alkol içermeyecek üretim ve saklama koşulları kullanılmalı ve net olarak açıklanmalıdır.
Sonuç olarak, kola dediğimiz içerecekler, şeker içeriği sebebiyle yük olabilecek kadar yüksek enerji barındırması, yapay tatlandırıcılar içerebilmesi, böbrek yetmezliği, kemik erimesi, diş zayıflığı, sodyum benzoat, karamel sebepleriyle alerji, hiperaktivite, gen hasarı ihtimali ve aromanın muhtemel alkol içeriği gibi çok sayıda risk sebebiyle sağlık açısından büyük sakıncalar barındırabilir. Bilgiler için Sayın Prof. Dr. Fatih Gültekin’e teşekkürler. Daha detaylı bilgiler için kıymetli hocamızın sosyal medya sayfalarını takip edebilirsiniz. Sağlıklı yaşamak için ne yiyip içtiğimizi bilelim. Sağlıkla kalın.