Bilgi çağından algı çağına geçeli çok oldu...

Sokaklarda boy boy duran tabelalar, reklam panoları, haberler, sosyal medya paylaşımları, filmler, diziler, yarışmalar tek tuşla her şeye pencere açan cihazlar; duyularımızı basamak yapıp zihnimize birçok mesaj aktarıyorlar.

Varsayımlar, asılsız inançlar, hakiki bilgi görüntüsüne bürünüp sorgusuz sualsiz düşünce dünyamıza sızıyorlar. İyi-kötü, doğru-yanlış her türlü bilginin yağmur gibi yağdığı ve kolaylıkla yayıldığı bir zamanın içinde bilginin özellikle de tasarlanmış bilginin, artış hızını ve topluma etkilerini görüyoruz.

Evimize niyetini bilmediğimiz kimseyi almayacağımız gibi her bilginin de süzgeçten geçmeden düşünce dünyamıza girmesine izin vermemek gerekiyor. Zaten bilgi talep edilir “talebe” kelimesinin kökeninde talep etmek, istemek vardır. Lazım olmayan bilgi en masum tabiri ile zihnimizi gereksiz yere işgal eder, algı amaçlı verilen bilgi ise sağlıklı düşünmemiz önündeki en büyük engeldir…

Doğru kaynakları ve doğru bilgiyi seçebilme becerisini artırmak, bakış açımızı genişletmek, dünyada olanları doğru kavramak için, doğru anahtarlarla yeni kapılar açmak için “Sağlıklı Düşünmek” en fazla ihtiyacımız olan davranış şeklidir…

İki görüş, iki ülke, iki kurum veya iki kişi arasında bir tartışma varsa ki her daim “hak ile batıl” ın alt başlıklarına giren konular için olagelmiştir. Böyle durumlarda hangi tarafın haklı olduğunu bilmek o kadar da kolay değildir…

Aidiyet hissi ile safını belli eden kişinin sağlıklı düşünmesini beklemek zordur. Tarafını hakikatten yana belirleyenler bu durumun istisnasıdır.

Hz. Ali “Kişileri değil hakikati takip et, kişiler yanılır hakikat yanılmaz” der. İlk insan ilk peygamber Hz. Adem’den beri değişmeyen, hak ile batılın mücadelesidir. Kıyamete kadar da devam edecek bu durumun şekilleri değişse de özü aynıdır. Bizler için görülmesi, bilinmesi zor olan batılın kendisini gizleyerek haktan yanaymış gibi davranmasıdır…

Ehline ayan beyan malum olanı bazen toplum görmeyebilir, ancak sonuçlarını görünce, menfaatine dokununca, başını taşa vurunca anlayabilir. Çoğu zaman iş işten geçmiştir. Ariflerin ikazı kulak ardı edilmiş, alimler dinlenmemiş ise sonuç aşikardır.

Selam olsun yalan dünyanın albenisine kapılmayıp, makam, mal, mülk yarışına girmeyen, iyilikten yana, hakikatten yana sapasağlam duran, irfan ehli, basiret sahibi güzel insanlara