İnsanlık tarihi boyunca gelen tüm semavi dinlerin ortak özelliği; Tanrı’dan başkasını ilah edinmemek yani tevhit inancıdır. Bilimsel çalışmalar da göstermiştir ki insanın doğasında, bir üstün varlığa inanma duygusu vardır. Tevhit inancı kula kulluğu reddeder. Hatta inanmayı önce inkâr ile başlatır. “Hiçbir ilah yoktur, tapılacak hiçbir varlık yoktur sadece Allah vardır” der…

Fıtrata uygun olan bu düşünce eğer insan tarafından tam olarak idrak edilemez ve hissedilemez ise mutlaka başka yönlere kanalize olur. Bu üstün varlık şüphesiz gücün kuvvetin olduğu yerdir. Makam, zenginlik, aidiyet, şöhret gibi beraberinde gücü getirdiği ve bu güce inanmanın kişisel menfaat sağladığı bir ortam…

Hakiki manada bir gücün kuvvetin sahibi olan Yüce Yaradan’a tam manasıyla inanmayıp, sadece cevizin kabuk kısmında kalıp, içinden haberdar olmayan bir toplumun sahte ve geçici güç odaklarına yönelmesi normaldir…

Özellikle İslam toplumlarında tevhit inancının iyi anlaşılmaması, dünya menfaatlerinin öncelenmesi; kullanılmaya ve köleleştirilmeye müsait bir kitle oluşturmaktadır. Küresel sistemin oyun kurucuları da sömürü düzeninin devamı için kahramanlar üretip ülkeleri kontrol etmekte pek mahirdirler…

Kadim medeniyetimizin Peygamber’i vefat edince, Ömer “Kim Peygamber öldü derse onu öldürürüm” gibi bir cümle kullanmış, onu sakinleştirmek Ebubekir’e düşmüştü. “Ey Ömer eğer Peygamber’i ilah edinmişsen bil ki O öldü, eğer Allah’a tapıyorsan bil ki O bakidir” demişti…

Sorgulamayan, eleştirmeyen, düşünmeyen bir toplum kendisine gösterilene inanır. Olayların, fikirlerin arka planını araştırmaz. Algı ile yönetildiğimiz günümüz dünyasında çok hain bir insan kahraman gibi, kâmil bir insan hain gibi gösterilebilir. Bu algıya inanmak için bahane arayan, menfaatperest bir kesim de azımsanamayacak kadar çoktur. Gücü elinde tutanların yalanına inanmak hem vicdanların rahatlatılması hem de menfaat elde edilmesi için daha kolaydır. Gerçeklerden bu kaçış kısa vadeli bir konforlu alanı, geçici mutluluğu sağlayabilir ancak asla huzur bulunmaz ve daima insanın içini rahatsız eden bir boşluk kalır…

Bir de işin kötülüğe destek olma ve zalime dalkavukluk etme tarafı vardır ki bu daha fecidir, inanan için istenmeyen bir sonun hazırlanışıdır.

Kalpler ancak hakikatle mutmain olur.

Faniyi ilah edinenlere veyl olsun…

Muhabbetle…