İyi bir iletişim öncelikle güzel hitapla başlar. Hitap, sözün başladığı yerdir. Sözün gidişatını belirler. Hitapta ilk adım, kişinin ismini güzel söylemektir. Harfleri yutmadan, duyguları unutmadan… Gözler beğenir… Kişi ilk anda güzel gördüğünü beğenebilir fakat her beğendiğini sevemez. Üstelik beğendiğinden çok çabuk sıkılıp vazgeçebilir. Burun kokudur… Aşka giden basamaktır. Koku, beyinde inanılmaz etki tepki ve hasar bırakır. Her insanın kokusu kendine özeldir. Ancak uzak kalınca koku unutulmaya mahkumdur. Kulak ise bambaşka… Kalbe, gönüle giden yoldur… Tam manasıyla aşka da sevgiye de güzel hitaptan, güzel sözden varılır… Sesini ve sözünü sevmediğiniz bir insana bağlanamazsınız. Biz insanoğlunu gerçek manada insan yapan, bizleri güzelleştirip değerli kılan, diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimiz kulaktan gönüle giden güzel söz söyleme yeteneğidir. Dilin öyle yeteneği var ki nice düşmanlıkları bertaraf edip gönülleri fetheder. "Yumuşak sözler taş kalplere bile tesir eder’’ sözü, bu gerçeği ne de güzel ifade ediyor. Evren sevgi üzerine yaratılmiştir. Doğada ağaçlara, kuşlara, börtü böceğe bakarken sevgi nazarıyla bakılır ve güzel sözle nida edilir… "Güzel söz sadakadır ve sözlerde sihir vardır" diyen Peygamber Efendimiz biricik Aişe'sine sözlerin en güzeliyle, "Hümeyram" (pembe yanaklım) diye hitapta bulunurmuş. Sevdiklerimize onların hoşuna giden, sözlerin en güzelini paketleyip, gülümseyen bir yüzle götürelim mi bugün hep birlikte evimize? Ömür dediğimiz çok kısa, sevdiklerimizin gönüllerine güzel sözlerle girelim. Şairimiz CAN YÜCEL'in şiirindeki gibi, Ömür dediğimiz nedir ki? Çay bardakta Soğuyana kadar geçen zaman Çayınız bardakta soğumadan Tadıyla için hayatı Soğutmadan sevgileri Soğutmadan sevdaları Soğutmadan dostlukları Yaşayın doyasıya Seviyorsanız koşun ardından Beş dakika bile duracak zaman yok Kırmadan, incitmeden Sevin insanı Kırmaya zaman yok Çayınız bardakta soğumadan İçin çayınızı Hayat geçiyor Yaşamamak yüreklere zarar…