Seyahat sektörünün hızlı bir gelişme gösterdiği son on yıllarda insanların yer değiştirmesinin ulaşım araçlarındaki gelişmeye doğru orantılı olarak hızla arttığı bir dönemde karşılaştığı bu en önemli problem sonucu tekrar eski ivmesini yakalaması zaman alacak gibi görünüyor.
Yarattığı katma değerle ekonomilerde önemli bir kalemi oluşturan bu hareketlenmenin daha hızlı toparlanabilmesi için hükümetler ve sektör bileşenleri ilk iş olarak en azından tıbbi bir çare bulunana kadar ve sağlık endişelerini en aza indirme çabaları içesinde “güvenli turizm” sloganıyla başlattıkları hareket çerçevesinde uygulamaları ile birlikte yoğun bir şekilde devam ediyor.
Bu çalışmaların büyük bölümü her ne kadar salgın tehlikesi ortadan kalksa da sektörün anayasası içinde ve önümüzdeki yıllarda da uygulamalarda kendine yer bulacaktır.
Alınan hasarın en aza indirilmesini amaçlayan ve misafirin tatil olgusunu da zedelemeyecek şekilde bir yol izlemeye çalışan sektör özellikle ülkemizin verdiği tepki ile olumlu geri dönüşleri almış kısmen de olsa başlayan seyahat hareketlenmesi ekonomik ve psikolojik anlamda gelecek yıllara daha olumlu bakmamıza katkı sunmuştur.
Gerek ulaşımda gerek konaklama hizmetlerinde gerekse yiyecek içecek sektöründe “güvenli turizm” başlığı altında alınan önlemler hem misafirin tatil talebi oluşturmasına hem de hizmet kalitesinin yükselmesine katkısı olmaktadır. Bakanlığın son açıklamalarından anlaşıldığı üzere bunun yaygınlaştırılması ve özellikle konaklama sektöründe 50 odanın altındaki tesislerden de bu kriterlerin istenmesi gündemdedir. Bunun içine hem bakanlık hem de belediye belgeli tüm tesislerin girmesi ile ilgili çalışmalar yapılmakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu işletmelere ek maliyetler getirecek gibi görünse de uzun vadede alınan hizmetin kalitesinin gelişmesiyle ilgili olumlu algılanmalıdır.
“Güvenli Turizm” kriterlerine en hızlı tepkiyi veren zorunlulukta olsa Antalya ve Muğla bölgesidir. Onu sırasıyla İstanbul, İzmir ve Ankara takip etmektedir. Ayrıca ulaşımın en önemli ayaklarından olan tur otobüsleri de misafirde oluşabilecek endişeleri en aza indirebilmek için çalışmalarını yapmış bu “Güvenli Turizm” çemberi içinde yer almıştır..
Bugünden yarına görünen bir süre daha misafir kendisine güvenli alanlar yaratmış tesisleri ve bölgeleri tercih edecektir. Bu nedenle bölgenin de yapacağı çalışmalarla misafirin ilgi alanına girmesi ve dikkat çekmesi gerekmektedir.

Bölgemizi ziyaret eden misafirin “Güvenli Turizm” kriterlerini kendisine hizmet sunacağı tüm işletmelerde ve bölgede sorgulayacağı yılları yaşayacağımız düşünüldüğünde esnafından yerel acentesine, yerel yönetimden kamu yönetimine uygulama ve düzenlemelerini buna göre planlamaları bundan sonra seyahat hareketlerinin tekrar toparlanmasına katkı sunacaktır.
Özellikle pandemi süresince alışkanlıkları gereği sürekli gittikleri tatil bölgelerinin kapanması sonucu ülkemizi sorgulayan ve çalışmaları yakından takip eden ve daha önce ülkemize gelmemiş dikkate değer yeni bir kitlenin olduğunu özellikle sosyal medyada yapılan paylaşımlarda farkediyoruz.
Bu talebin ülkemize yönelmesi bu dönemde yaptığımız ve yapacağımız çalışmaların onlara ne kadar ulaşacağı ile ilgilidir. Bu bize önümüzdeki yıllarda artı bir değer olarak dönebilir.
İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde “Güvenli Turizm” güvenli alanlar anlamına gelir ki bu hem kendimiz ve gelen misafir için önemlidir hem de seyahat hareketinin olduğu tüm bölgeyi kapsar.. Aksi taktirde misafiri konaklama tesisinden dışarı çıkarmanın zorlukları ile karşılaşabiliriz..
Umarız alınan önlemlere ve tavsiyelere hassasiyetimiz artar ve daha az korona konuştuğumuz günlerle 2021 yılını karşılarız..