Merhabalar. Bu haftaki yazımda son zamanların sinsi tehlikesini ele almak istedim.
7’den 77’ye herkesin elinde olan teknoloji aletleri bize hangi dünyaların kapısını açıyor dersiniz? Zamanı akıl almaz bir biçimde yöneten, duygularımızı alt üst eden, düşüncelerimize yön veren avuç içi küçüklüğünde olan bu malzemeler ne oluyor da bizim vazgeçilmez dünyamız haline geliyor?
Geçenlerde bir arkadaşımla otururken yan masada şöyle bir görüntüye şahit oldum. Bir masa etrafında dört kişi (sanırım iki evli çiftti) ellerinde telefon asla yüz yüze bakmadan
“Gördün mü bak ne hamle yaptım hadi sıra sen de”
gibi cümleler sarf ediyordu. Hayatımda oyun kültürüm olmadığı için tüm cahilliğimle arkadaşıma sordum
“sence onlar ne yapıyor”
“Bilmiyor musun, bu aralar en meşhur ….. isimli oyun. Oynamayan yok. Bir başladın mı bırakamıyorsun.” dedi.
İçim sızladı. Sonu olmayan ve sadece merak duygusunu harekete geçirerek çocukları, gençleri, aileleri kendine hapseden bu yapı insanı insan yapan özelikleri yok ediyor. İtiraz seslerinizi duyar gibiyim.
“Biraz oyun oynamanın ne zararı olabilir, ben kendimin farkındayım, kafamı dağıtıyorum..”
Peki tüm bunların yanında düşünme yetinizi körleştirdiğinizi hiç aklınıza getiriyor musunuz? İletişim becerinizi zayıflattığınızı? Bağımlılık problemini harekete geçirdiğinizi? Şiddet, patlama, yaralama, ölüm gibi kavramların size mutluluk vermeye başladığını?
Daha o kadar çok sebep sayabilirim ki size. Lütfen hafife almayın. Koca bir çınar ancak tohum atılmasıyla meydana gelebilir. Şimdi çocuklarımıza zehirli tohumlar atılıyor. Her gün bir başka yaşamına kıyım haberini okuyoruz sanki hiç bizim başımıza gelmezmiş gibi. Eminim geçiş günlerde o aileler de benzer şekilde izlemişlerdi yayınları.
Bu yazıyla korku salmak değil amacım. Yalnız bir gerçek var ki yetişkinlerin bir an evvel somut uğraşı alanlarına yönelmesi gerekiyor. Babasıyla top oynamayan, bahçede toprağa eli değmeyen, annesiyle hamur yoğurmayan, ip atlamayan çocuklar elle tutulup gözle görünmeyen komutlara çaresizce mahkum olacaktır. Evinizdeki teknolojik alet sayısına bir bakın evinizdeki kişi sayısından az mı çok mu? Peki evinizde bir ay içinde okunan kitap sayısı? Ya ziyaret ettiğiniz eş dost akraba sayısı?