Bu hafta hem iktidar hem de muhalefet ABD’de bir dizi etkinliklere katıldı. CB Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 79. Genel Kurulu'nda Gazze ve Lüban’da yaşananlara ilişkin İsrail’in saldırgan tavrına sessiz kalanlara sert çıktı. ABD Başkanı Biden’in de akşam yemeği davetine İsrail’e karşı sessiz kalıp katliama dur dememesi nedeniyle tepki amaçlı katılmayıp Türkevi ziyareti sonrası yurda döndü.

Aynı süreçte CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, ABD’de Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Toplantısı’nda KKTC konusunda Türkiye’ye "işgalci" diyen Rum kesimi temsilcisine sert tepki gösterdi. Güney Kıbrıs temsilcisinin Kıbrıs Barış Harekatı’na 'işgal' demesi üzerine CHP lideri "Savaşı değil barışı konuşmamız lazım" diyerek gerçekleri anlatıp toplantıyı terk etti.

Özel'in "Gazze’de acil ateşkes sağlanması, insani yardımların geçişine izin verilmesi, rehinelerin serbest bırakılması amacıyla Sosyalist Enternasyonal’in Ortadoğu Komitesi aktif girişimlerde bulunmalıdır. Bir sonraki toplantımızı bütün dünyaya samimiyet ve ciddiyetimizi ilan etmek üzere Ramallah’ta yapmayı öneriyorum. Artık bu meselede temennileri yana bırakıp, somut tutum almak durumundayız.” sözleri büyük anlam ifade etmekte.  
CHP Genel Başkanı, Gazze’de 41 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, Türk- ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi’nin İsrail askerlerince öldürülmesine ABD’nin sessiz kalmasını da eleştirdi. 

Özel, New York’ta Türklerin buluşma noktası haline gelen İhsan Sabri Çağlayangil’in bakanlığı döneminde 1950’lerde satın aldığı 2021’de büyük  Türkevi’ni ziyaret ederek, binanın ‘herkes için gurur kaynağı’ olduğunu söyledi. Bu ifade bana göre "içeride rekabet edebiliriz ancak dışarda gurur kaynaklarımızı göğsümüzü kabarta kabarta anlatırız, ortak kaygımız ne ise onu ortaya koyarız" demek.

Uzun lafın kısası hem Sayın Erdoğan hem de Sayın Özel ABD’de ortak kaygı olarak Gazze’deki vahşete dikkat çekip dünyanın buna kayıtsız kalmasına tepki gösterdiler. Türkevi’nde yan yana gelmeseler dahi aynı ruhta birleşebilmek çok önemli.

Diyeceğim şu; seçim bitti, önümüze bakalım bir sonraki seçime kadar kılıçları kınında tutarsanız Alanya’nın menfaatine olur. Siyaset rekabetsiz olmaz yeter ki nezaketi elden bırakmayalım.