Ben aslında önceki işimdeyken çok zayıftım cümlesini masa başında çalışan hemen her danışanımdan duymuşumdur. İlk bakışta bu durumla alakalı yapılacak çok bir şey yokmuş gibi görünse de aslında alınacak basit önlemlerle kilo verebilir veya kilomuzu koruyabiliriz. Peki nedir bu karşılaştığımız sorunlar ve nasıl çözeriz?
– Sorun günün başında başlıyor aslında. 10 dakika daha uyuyayım kahvaltıyı ofiste yaparım deyip bir de trafikten dolayı kaybedeceğimiz zamanı buna eklediğimizde genelde kahvaltımız tabiri caizse yalan oluyor. :) Evde yapacağımız; süt, yumurta, peynir, zeytin, sebzeler ve tam buğday ekmeğinden oluşan bir kahvaltıdansa ofiste simit, poğaça veya bol ketçap-mayonez içeren bir tostla güne başlamak hem iş motivasyonumuzu azaltıyor, hem gereksiz yere fazla kalori almamıza neden oluyor, hem de bu tarz besinler posa yönünden yeterli olmadıklarından öğle yemeğine kadar bizi tok tutmuyor. Eğer ev ve işyerimizin arası çok uzaksa ve kahvaltı yapacak vaktimiz yoksa en azından simit-poğaça tam buğday ekmeği, beyaz peynir ve yeşilliklerle akşamdan hazırlayacağımız sandviçi yanımıza alıp ofiste onu yemek daha besleyici, daha düşük kalorili ve daha doyurucu bir alternatif olabilir.
– İş yoğunluğu nedeniyle öğle yemeğini kaçırdığımızda, yemediğimizde veya çok geç saatte yemek zorunda kaldığımızda bir sonraki ana öğüne kadar aç kalıp bu nedenle o ana öğünde çok fazla yemektense öğle yemeği saatinde leblebi, meyve gibi küçük bir ara öğün yaparak ana öğünümüzü yiyinceye kadar iştah kontrolümüzü sağlayabiliriz.
– İşyerindeki yemeklerin beğenilmemesinden dolayı fast food tarzında beslenmek zorunda kalırsak; hamburger yediğimizde yanındaki patatesi yerine salata, kola yerine de ayran alarak hamburgeri de daha sağlıklı hale getirebiliriz. Ya da dürüm söylemek yerine beyaz ekmek bile olsa çeyrek ekmek arası bir köfte veya tavuk gibi bir şey yiyip yanında da kola yerine ayran içmek de daha sağlıklı bir alternatif olabilir.
– Ara öğünleri atladığımız için kan şekerinin düşmesinden dolayı sürekli açlık hissi yaşamak istemiyorsak daha pratik ve sevebileceğimiz ara öğünler geliştirerek bu sorunu da çözebiliriz. Mesela meyve yemek sorun oluyorsa kuru kayısı, kuru incir, kuru üzüm gibi alternatifler biraz daha kurtarıcı olabilir bizim için; ya da herhangi bir şey yemek sorun oluyorsa süt tozu koyarak yapacağımız bir neskafedense 200 mL'lik bir kutu sütle hazırlayacağımız sütlü bir neskafe de pratik bir ara öğün olabilir.
– Gelelim ofisteki en büyük sıkıntıya!!! Genelde sağ tarafta olan o malum çekmecedeki çikolata, bisküvi, üçü bir arada vs zulamızı oradan tahliye edip, acilen yerlerine kuru meyveler, leblebi, etimek, çubuk kraker gibi daha sağlıklı alternatifler koyarsak kilo sorunumuzun büyük bir kısmını çözmüş oluruz.
– Bir de işin aktivite boyutu var tabi ki. Oturarak çalışılan işlerde en büyük sorunlardan bir tanesi de hareket azlığıdır. Bunu çözebilmek için de gün içinde en azından saat başı oturduğumuz yerden kalkıp 5 dakika kadar ofis içinde dolaşmak en azıdan dolaşımımızı hızlandıracaktır. Ayrıca iş-ev arasındaki mesafede mümkün olduğunca taşıt kullanmak yerine yürümeyi tercih etmek de çözüm olabilir.
Sağlıklı günler dilerim...